..Hos Geldınız..

Evcıl Dostlarımız Ile Ilgılı Soru ve Goruslerinizi Bizimle Paylaşınız..

14 Kasım 2009 Cumartesi

***Mevsimsel Problem: Pisi Otları***

Köpeğiniz ile kırlarda dolaşmaktan mutluluk duyuyorsanız bu güzel anların ardından yaşanabilecek pisi otu problemini unutmamalısınız. Doğada yabani olarak yetişen ve bahar aylarında oldukça sık görülen pisi otları özellikle uzun tüylü ve uzun kulaklı ırkların en büyük problemlerinden biridir. Pisi otları yapısı gereği daima ileri haraket eder. Bu nedenle de kulak, burun veya ayağa battığında kendi kendine çıkma şansı yoktur. Otun tehlikeli olduğu zamanlar Mayıs ve Eylül ayları arasındaki dönemdir.

Özellikle Cocker, Setter gibi ırklarda kulağa, Boxer, German Sheepdog gibi ırklarda burun deliklerine pisi otu girmesi sık yaşanılan bir olgudur. Ayrıca bol tüylü ırklarda pati aralarından batarak ilerleyen pisi otlarına oldukça sık olarak rastlamaktayız.

Köpeğinizin günlük ihtiyaçlarını karşılamak veya kırlarda temiz hava almak için dolaşmaya çıktığınızda dikkat etmeniz gereken bir kaç küçük detay pisi otları nedeniyle yaşayabileceğiniz problemlerin önlenebilmesi için önemlidir.

Gezinti esnasında veya eve döndüğünüzde ani olarak beliren bir topallık veya ayağını sakınarak yürüme gibi bir belirti gördüğünüzde patilerini kontrol ederek bir kızarıklığın olup olmadığına bakmalısınız. Sadece bir kısmı batmış olan pisi otlarını bir pens yardımıyla çıkarabilirsiniz. Ancak pisi otu görünmediği halde kızarıklık ve şişkinlik varsa yapılabilecek en doğru işlem vakit geçirmeden veteriner hekim tarafından batmış olan pisi otunun çıkarılmasıdır. Kısa sürede ilerleyerek daha derin dokulara giren pisi otlarının çıkarılması oldukça güçtür.

Pisi otlarının kulağa kaçtığı durumlarda görülebilen belirgin bulgu sürekli kulakları sallama, başını eğik tutma ve patisiyle kulağını kaşıma çabasıdır. Böyle bir durumda da vakit kaybetmeden hekiminize gitmelisiniz. Aksi halde hızla ilerleyen pisi otları kulak zarında perforasyon ve orta kulakta yangı gibi daha ciddi sorunların yaşanmasına neden olabilir.

Ani olarak başlayan hapşırma nöbetleri özellikle Boxer gibi basık burunlu ırklarda ve koklama merakı olan köpeklerde pisi otu ihtimalini hatırlamak için yeterli bir nedendir. Burun deliklerinden giren pisi otlarının tüylü kanatları nedeniyle burun mukozasında irkilti ve buna bağlı olarak hapşırmalar oluşur. Burnuna pati atarak veya silkelenerek burnundan otu çıkarmaya çalışır. Burun deliklerinden ilerleyen pisi otları genellikle farenkse açılış kısımındaki kıvrımlı bölüme batarak kanamalarada neden olabilir. Kanamaların diğer bir nedeni ise aşırı hapşırmaya bağlı olarak kılcal damarlarda şekillenen çatlamalardır. Bu durumda da vakit kaybetmeden veteriner hekime gitmeli ve pisi otunu çıkarttırmalısınız.

Köpeğinizin her gezinti sonrasında tüylerini fırçalayarak kontrolunü yapmanız sadece pisi otunun değil pire ve kene gibi dış parazitlerinde tespit edilebilmesi yönünden fayda sağlayacaktır. Ayrıca patileri uzun tüylü bir köpeğe sahipseniz ve sık sık bu problemi yaşıyorsanız mevsim başında pati tüylerini kısalttırmanız sorunun çözümünde kolaylık sağlayacaktır

Köpeklerde Beden Dili Ve Davranış

Köpeklerde Beden Dili Ve Davranış

Köpeklerin beden dili ile onların nasıl bir ruh halinde olduğunu anlamak oldukça kolay olduğu gibi bu bedensel hareketler kolayca yanlış da anlaşılabilir.

Köpeklerin duygularını ifade ederken kullandıkları etkin organları kulak, kuyruk ve ağızdır. Sevinç, korku veya sinirlilik hallerine uygun olarak pozisyon alan bu bedensel araçlar onun ruh halini kolayca anlatır. Ancak bazı durumlarda beden dilinin yanlış yorumlanması da mümkündür. Örneğin bol ve uzun tüylü ırklarda göz, ağız ve kulaklar tüylerle kaplı olduğundan diğer köpekler tarafından kolay kolay görülmez. Bu durum diğer köpekleri endişelenip yanıltabileceği gibi sizin de köpeğinizi anlamanızı zorlaştıracaktır.

Estetik amaçla yapılan operasyonlarda köpeklerin beden dilini anlamanızı zorlaştıran bir diğer unsurdur. Kulaklarının dik görünümlü biçimlendirilmesi ile onun bir yere odaklandığını ve dikkat kesildiğini sanarak yanılabilirsiniz. Ayrıca saf ırklara oranla melez ırklarda beden dilini anlamak daha zordur.

Mutlu olduğu zamanlarda sarkık olan kulaklar, dikkat kesildiği anlarda havaya dikilir. Kuyruk, kulaklar ile birlikte havaya kalkık, bakışlar diğer köpeğe veya objeye odaklanmıştır.

Sinirlendiği anlarda kulakların arkaya doğru yatmış olduğu görülür. Köpek dişlerini gösterirken dudaklardaki titremeler rahatlıkla gözlenebilir. Korktuğu zamanlarda da kulaklar arkaya yatıktır. Ancak kuyruk arka bacakların arasına kıstırılmış olarak durur. Kulakların yatık pozisyonu sinirlilik ve korku durumlarında yanıltıcı olabilir. Bu nedenle hareketleri dikkatli bir şekilde izlenmeli ve doğru yorumlanmalıdır.

Diğer bir köpeğin yanında üstünlük gösteren köpeğinde kulakları ve kuyruğu yukarı kalkıktır. Genellikle diğer köpek geri çekilmiş ve uysal vaziyettedir. Gözler başka yere çevrilmiş kulaklar ve kuyruk aşağıdadır. Sokak köpeklerinde daha sık görülen buna benzer tavır ve davranışlar, köpekler birbiriyle oynarken veya sizinle ilgilenirken de görülebilir.

Bazen köpekleri eğitmek Çin bulmacası çözmek kadar zordur. Köpeğinizi tanımak, eğitmek ve onunla anlaşabilmek için bir çok uğraş vermeniz gerekebilir. Hatta başlangıçta yanlış anlamalar dahi olabilir. Biraz dikkatli bir gözlem sizin kendi köpeğinizi veya yabancı bir köpeği anlayabilmeniz için yeterli olacaktır. Yinede tam olarak mizacını bilmediğiniz bir köpeğe yaklaşırken temkinli davranmalısınız. Çok sakin mizaçlı olmasına karşın kendisine dokunulmasını istemeyen ve tepki gösteren bir köpekle de karşılaşabilirsiniz.

Köpeğinizin eğitimini üstlenmek sorumlu bir köpek sahibi olmanın bir parçasıdır. Onu eğitmek saatlerce peşinizde sizi eğlendirmesi ve ortalıklarda dolaşması demek değildir. Bu sizin ve köpeğiniz arasında doğal ve güzel bir ilişkinin başlangıcıdır.

Köpeklerde davranış problemlerinin giderilmesinde en önemli unsur ona göstermiş olduğunuz sabır ve sevgidir. Ancak ilk adım muhakkak ki hayata köpeğinizin gözleriyle bakabilmek ve onunla aynı dili konuşabilmektir. Aşağıda belirtilmiş olan davranış biçimleri size bir fikir verecektir.


Köpek Vücut Dili

Ben ne dersem o olur

Baş yukarda ve kulaklar diktir.
Gözler açık ve bir noktada sabittir.
Ağız genelde kapalı veya çok az açıktır.
Gövde uzun ve gergindir.
Boyun tüyleri kabarık olabilir.
Kuyruk sert ve düz veya vücudun arkasına doğru kıvrık olabilir.
Köpek homurdanabilir ve hırlayabilir.
Ya çok küçükken ciddi bir eğitimden geçecek yada onun kuralları ile yaşamayı öğreneceksiniz. Onunla yaşayabilmek için ciddi bir sabra ve iradeye ihtiyaç vardır.

Çok korkuyorum

Baş öne eğik, kulaklar aşağıda ve düzdür.
Gözleri kısıktır ve karşısındaki köpek ile göz temasından kaçar.
Ağız dişleri gösterecek şekilde açık ve geriye doğrudur.
Bazen dizler bükülmüş olabileceği gibi aşırı korku durumlarında titreyebilir.
Kuyruk bacakların arasına kıvrılmıştır.
Patiler terlidir.
İdrar sızdırabilir.
Daha çok sokakta yaşayan köpeklerde görülen bir durumdur.

Sinirliyim yaklaşma

Kulaklar geriye doğru çekiktir.
Gözler bir noktada sabitlenmiştir.
Ağız dişler görünecek şekilde geriye doğru çekiktir. Hırıltılar çıkarabilir.
Vücut yüksek ve gergindir. Boyun tüyleri de kabarmıştır.
Kuyruk dik ve kabarıktır.
Köpek hırlar veya yüksek sesle havlar.
İyi eğitilememiş ve sosyalleştirilmemiş köpeklere özgü bir davranış biçimidir. Evde ve sokakta yaşayan köpeklerde görülebilir. Bu tür köpekler çoğunlukla mutsuzdur.

Çok endişeleniyorum

Kulaklar kısmen diktir ve hareket edebilir.
Gözler kısık, baş başka tarafa dönüktür.
Ağız kapalıdır. Dişler hafif görünür.
Patiler terlidir.
Vücut gergin ve hafif alçaktır.
Kuyruk hafif sarkık olabilir.
Belki biraz sızlanabilir.
Evde ve sokakta yaşayan köpeklerde görülebilir. Ayrıca yavru köpeklerde sıklıkla rastlanan bir beden dilidir.

Çok merak ettim

Kulaklar diktir.
Yüz anlamlı ve dikkat kesilmiştir. Yüzde mutluluk gözlenir.
Gözler ve ağız açıktır.
Vücut rahat, kuyruk dik ve sallantılıdır.
Köpek hırlayabilir ve sesler çıkartabilir.
Daha çok evde yaşayan köpeklerde ve tüm yavru köpeklerde gözlenen bir beden dilidir.

Mutluluktan yerimde duramıyorum

Kulaklar dik ve rahattır.
Gözler açık ve rahattır.
Ağız açık ve heyecandan nefes nefesedir.
Vücut oldukça hareketlidir. Sürekli bir sağa bir sola atlar ve yerinde duramaz.
Kuyruk oldukça hareketlidir.
Daha çok evde yaşayan köpeklerde ve tüm yavru köpeklerde gözlenen bir beden dilidir.

Ben çok sakin ve uysalım

Kulaklar aşağıya doğru basıktır.
Gözler biraz kısıktır.
Dudaklar açıktır ve yüzde bir mutluluk ifadesi vardır.
Diğer köpek veya insana burun sürter ve yalar.
Köpek sırt üstü yere yatmış ve patiler göğüs hizasında yukarıya doğrudur.
Daha çok evde yaşayan köpeklerde ve sokakta yaşayıp da bir çeteye mensup olmayan köpeklerde gözlenen beden dilidir.

Aşılar

Aşılar Giriş

İster insan, ister hayvan olsun bir canlının yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için koruyucu hekimlik önemli bir faktördür. Canlının yaşamını tehlikeye sokabilecek veya kalıcı arazlar oluşturabilecek bazı hastalıkları daha ortaya çıkmadan önlemek, bu hastalıkların oluştuktan sonraki tedavisinden daha fazla önem taşır. Bir çok viral veya bakteriyel hastalığa karşı geliştirilen aşılar çok uzun zamandır koruyucu hekimlikte kullanılmaktadır. Bu nedenle aşılar, koruyucu hekimliğin en önemli silahlarından biri sayılabilir. Örnek vermek gerekirse, bir çok ülkede büyük tehdit oluşturan ve binlerce insan ve hayvanın ölümüne neden olan kuduz, bugün koruyucu hekimlik ve kuduza karşı geliştirilen aşılar sayesinde önemini yitirmiştir.


Aşılama Öncesi Dikkat Edilmesi Gerekenler

Aşılar sağlıklı olan köpeklere uygulanmalıdır. İç ve dış paraziti bulunan köpeklere aşı uygulanmamalıdır. Aşılanacak hayvanlar parazitlerden arındırılmış olmalıdır.


Aşıların Kullanım Amacı

Bağışıklık; vücuda giren veya verilen mikroorganizma, protein ve bu gibi yabancı maddelere karşı vücudun bütün savunma sistemleri ile karşı koyması, direnç göstermesi ve kendini korumasıdır. Vücuda giren bu yabancı maddelerin neden olduğu hastalıklar atlatıldıktan sonra hayvanlarda bu hastalıklara karşı doğal bir direnç oluşur..

Aşılamaya Rağmen Bağışıklığın Oluşmaması

Yavrularda aşı hatalarının (istenilen bağışıklığın sağlanamaması, yetersiz bağışıklık) en yaygın sebebi, bağışıklığın gelişimi sırasında yavrunun vücudunda bulunan maternal antikorların etkisidir. Maternal antikorlar yavrularda...

Uygulanması Gereken Aşılar

Karma aşılar DHPPI, DHPPI+L, DP, CPV/CV gibi değişik formlarda ve içeriklerde hazırlanmış olup, bugün ülkemizde veteriner hekimler tarafından kullanılmaktadır. Bu harfler, aşının köpeğinizi bağışık kıldığı hastalıkların baş harflerini göstermektedir.


Aşıların Uygulanış Şekli ve Yeri

Seri aşılamalarda aynı türden iki aşılama arasındaki süre (örn. Karma Aşı), üç haftadan az olmamalıdır. İlk aşı verildikten sonra 2. aşının 3-5 gün sonra verilmesi anlamsızdır ve bir işe yaramaz. Aynı şekilde 2. aşı dozu, 1. aşı verildikten uzun süre sonra verilecek olursa etkisiz olabilir.

Aşılama Sonrası Dikkat Edilecekler

Aşının uygulandığının hemen ertesi günü yavruda bağışıklık oluşmasını sağlayamadığı, gözardı edilmemesi gereken bir noktadır. Aşıdan beklenen koruma, ancak uygulamadan 7-10 gün sonra maksimum seviyeye ulaşır. Bu nedenle özellikle yavrularda aşı yapıldı güvencesi ile dışarı çıkarılmamalıdır.

Yavru Köpekde Öğrenme

Köpeklerde öğrenme tekrarlarla gerçekleşir. Öncelikle dağarcıklarında bulunan (daha önce öğrendiği) davranışları uygularlar. Bu davranışlar amaçlarına ulaşmaya yeterli gelmezse değişik yollar denerler. Denemeler ve yanılmalardan sonra doğru davranışı bulurlar. Yani ödülü elde ederler. Aynı davranışı her tekrar ettiğinde ödüle ulaşıyorsa, bu davranış köpeğinizin dağarcığına gittikçe yerleşir ve aynı uyaran etki olduğu müddetçe benzeri davranışları sergiler. Yani bu tepki öğrenilmiş olur.

Köpeklerde bir diğer öğrenme yöntemi ise şartlı reflekstir. Örnek vermek gerekirse; mama verilmeden önce her zaman “mama vakti” diye sesleniliyorsa, konuşma esnasında kullanılacak bir mama kelimesi kendisine yemek verileceğini zannetmesine neden olur. Dışarıya çıkmak için sahibinin mantosunu giydiğini gören köpeğin, sahibine karşı sevgi gösterilerinde bulunması da başka bir şartlı refleks örneğidir. Bunun nedeni, mantonun giyilmesi ile dolaşmaya çıkarılacağını ilişkilendirmesidir.

Yavru Köpek Bakımında Püf Noktaları

Yüksek sesler, kalabalık ve çocukların onu sevmek için yakalamaya çalışmaları gibi faktörler ilk günlerde köpeğinizin korkmasına neden olabilir.

Köpeğinize evde sıcak ve hava cereyanından uzak bir yaşama alanı sağlayınız. Köpeğiniz bu alanı uyumak ve dinlenmek için kullanacak ve burada kendini güvende hissedecektir. Bu alan bir kapısı olan kapalı bir kutu ya da yuva olabilir. Bunun dışında yere koyacağınız onun boyutlarına uygun bir yatak ya da sepet de olabilir.
Yavru bir köpek günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir. Hatta bazen deyim yerindeyse “ölü gibi uyur”. Çünkü uyku da yavru için büyük bir gereksinimdir. Bazen köpek sahipleri bu durumdan telaşlanıp köpeğinin hasta olduğunu zanneder. Ancak endişe etmeyin. Bu durum yavru köpekler için çok normaldir.

Köpeğinizi yerinden zorla çıkarmaya çalışmayın. Eğer orada kalmak istiyorsa bırakın kalsın. Kendi istediği zaman zaten çıkacaktır. Çocukların onu orda sıkıştırmasına ve kızdırmasına izin vermeyin.

İlk günlerde bütün evi kullanmasına izin vermeyin. Hem ortama yabancı olduğundan hem de ev ona başlangıçta büyük bir alan geleceğinden korkacaktır. Aynı zamanda bu olay tuvalet eğitimi açısından da yanlış bir davranıştır.

Köpeğize evinizi, sizin gözetiminiz altında yavaş yavaş tanıtmalısınız. Kullanmasını istemediğiniz alanları ( yatak odanız, mutfak…) ona öğretmelisiniz.

Evde yanlış bir davranış yaptığında biri ona kızdıysa, diğer bir kişi gidip onu sevmemeli ve onunla ilgilenmemelidir. Çünkü bu davranış köpeğinizin gelecekte kızan kişinin sözünü dinlememesine ve şımarmasına neden olacaktır. Şımarık bir köpek söz dinlemez ve kendi kafasına buyruk yaşar. Böyle bir şeyle karşılaşmak istemiyorsanız daha ilk günlerden tedbirinizi almalı, köpeğinize ondan üstün olduğunuzu, onun sahibi olduğunuzu ve sözünüzü dinlemesi gerektiğini hissettirmelisiniz.

Yavru Köpeğinizle Veterinere İlk Ziyaret

Köpeğinizi aldığınız gün yada ertesi günü veteriner hekimininize götürüp genel bir kontrolden geçirmeniz onun sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. Bilindiği gibi yavrularda bağışıklık sistemi tam olarak gelişmediğinden hastalığa yakalanma riskleri fazladır ve bu hastalıkların bazıları ölümcüldür. Zamanında yapılacak kontroller böyle bir hastalığa yakalanmış yavrunun yaşama şansını artıracaktır.

Veteriner hekiminiz köpeğinizin kulaklarını, gözlerini, burnunu, ağzını, dişlerini, derisini ve ateşini kontrol edecek, gerek duyarsa akciğerini, kalbini dinleyecek ve herhangi bir sorun olup olmadığına bakacaktır.

Kemik gelişimi, vücut büyüklüğü, kilosunun uygun olup olmadığı, hangi mamayı yemesi gerektiği, beslenme düzeni ve yemesi gereken mama miktarı gibi konularda sizi bilgilendirecektir. Köpeğinizin diğer ihtiyaçları (mama kabı, oyuncak, fırça v.b.) konusunda da size yol gösterecektir.

Önemli olan diğer bir nokta da yeni alınmış yavru köpeklerdeki parazit varlığıdır. Özellikle yavrularda parazit varlığı ciddi sorunlara yol açabilir. Kancalı ve şerit parazitler gibi birkaç bağırsak paraziti türü yavru köpeğinizin bedeninden beslenir. Bu parazitler anneden yavruya geçebildiği gibi kaldıkları ortamlardaki hijyen koşullarının kötü olması sonucunda da yavruya geçebilirler. Karın bölgesinde şişlik, ağız kokusu, kötü kokulu gaz çıkarma, kaşıntı, ishal ve ateş gibi belirtilere neden olurlar. Bu nedenle yavrunun dışkısı mikroskobik bir incelemeye tabi tutulmalıdır. Dışkısından alınan küçük bir parçanın incelenmesi sonucunda parazit varlığı tesbit edilirse gerekli tedavi düzenlenmeli ve bu parazitlerin daha erken yaştaki yavrunun gelişiminde meydana getirebilecekleri olumsuz etkiler ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle yavrunun dışkısı formu, kıvamı ve kokusu gibi özellikler yönünden incelenmeli ve dışkıda değişiklik görülünce veterinere hekime başvurulmalıdır.

Yavru köpeğiniz ile birlikte yaşamaya başladığınız ilk günlerde davranışlarını, etrafına karşı ilgisini, oyunculuğunu, yemeğini yiyip yemediğini, sağlık durumunda bir değişiklik (ishal, kusma.) olup olmadığını dikkatli bir şekilde gözlemlemelisiniz. Çünkü bazı hastalıklar belirtilerini hemen göstermeyebilir. Bu tip hastalıkların ilk kontrolde (eğer bir semptom görülmüyorsa) tespiti zordur ve veteriner hekiminiz tarafından da o an için tespit edilemeyebilir. Bu yüzden yavru köpeğinizi iyi gözlemlemeli ve durumunda oluşabilecek değişikliklerde veteriner hekiminize başvurmalısınız.

Juen Pet Bilgi Portalı

Yavru Köpekde Sosyalleştirme

Köpekler sosyal canlılardır ve her zaman yeni dostluklar kurmaya heveslidirler. Meraklı ve öğrenmeye aç bir şekilde tecrübe ettikleri herşeyi hafızalarına kayıt ederler. Bu çok önemli dönemde karşılaşmadıkları ya da köyü tecrübe ettikleri herşey, onlar için erişkin yaşamlarında, korkuyla tepki verdikleri davranışlara dönüşebilir. Bu nedenle özellikle 1.5-3 ay arasındaki ana sosyalleşme dönemi köpeğin psikolojik dünyasında çok büyük bir önem taşır.

Köpek yavrularının dünyaya insanlar ve yaşadıkları çevre hakkında bilgi sahibi olmadan geldikleri unutulmamalıdır. Bu nedenle köpekler; her türlü insanla (kadın, erkek, çocuk, yaşlı…), hayatları boyunca karşılaşabilecekleri diğer evcil hayvanlarla (kedi, köpek..), her çeşit taşıtla (otobüs, araba, bisiklet…) bu aylarda tanıştırılmalı ve çağrışımlarının daima pozitif olmasına dikkat edilmelidir.

Köpeğiniz size ve yeni çevresine alıştıktan sonra, onu diğer canlılarla tanıştırmalısınız.

Çocuklar ve diğer insanlarla kontrolünüz altında oyun oynamasına ve dostluklar kurmasına izin verin.

Aşıları tamamlandıktan sonra dış çevreyi tanımalarına olanak sağlamalısınız. Diğer köpeklerle kontrollü bir şekilde oynamasına izin vererek kendi türü arasındaki doğal ve sosyal davranışları öğrenmesine yardımcı olmalısınız.

Yavru köpeğinizi çok uzun süre yalnız bırakmayın. Bu ona aşırı stres yükleyecektir.

Kalabalık caddelerde gezdirerek çevresini kabullenmesini sağlayın. İlk başlarda havlayarak kalabalığa tepki verecektir. Ancak bir süre sonra onları kabullenecek ve yürürken diğer insanları rahatsız etmeyecektir.

Unutmayın; asosyal köpekler insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırgan ve güvenilmezdirler.

Yavru Köpekde Tüy Bakımı ve Fırçalama

Tüy bakımı köpeklerde üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Çünkü yılda en az iki kez olmak üzere tüy değiştirirler. Bahçede yaşayanlarda bu genellikle ilkbahar ve sonbahar civarında daha yoğun dökülme şeklindedir ve daha kısa sürer. Fakat evde yaşayanlarda bütün yıla yayılarak devam eder.

Eğer bir beslenme bozukluğu, hastalık veya lokal bir açılma yoksa bu tüy değiştirme olarak adlandırılır. Sizin yapmanız gereken onu hergün hatta yoğun tüy değiştirme zamanlarında sabah akşam olmak üzere iki defa fırçalamaktır. Bu işlem için en uygun olanı tel fırçalar veya eldiven gibi ele geçirilebilen çeşitli tipteki plastik fırçalardır.

Yavru köpeğinizi fırçalamaya ne kadar erken alıştırırsanız ileride o da siz de rahat edersiniz. Çünkü fırçalama genel bakım için beslenme kadar önemli bir işlemdir. Fırçalama yaparken köpeğiniz üzerinde gerekli olan günlük kontrolleri de uygulamış olursunuz. Bu bilhassa deri problemlerine yatkın olan ırklarda sorunu erken tespit etmek bakımından önemlidir.

Fırçalama yaparken bilhassa ele geçirilebilen fırça tipleriyle aynı zamanda deriye masaj yapıp kan dolaşımını da uyarmış olursunuz.

Yavru Köpekde Banyo

Sanıldığı gibi köpekler kolay kolay kokmaz ve sık yıkamak daha iyi temizlik anlamına gelmez. Çünkü köpeklerde ter bezleri yoktur. Yani köpekler patileri dışında terlemezler. Dolayısıyla tere bağlı koku oluşmayacağından bizim gibi sık olarak yıkanmaya ihtiyaç duymazlar.

Sık yıkandığında derinin Ph değeri değişir ve aslında koruyucu olan derinin üzerindeki yağımsı tabaka kaybolur, köpeğiniz mantar ve uyuz gibi hastalıklara daha duyarlı hale gelebilir. Genellikle aşılama döneminde doktorunuz yıkamaya zaten izin vermez. Daha sonrasında ise eğer deride medikal bir problem yoksa, ama yıkamak istiyorsanız ayda bir kez yıkama önerilir. Çoğu tüylü köpek sadece fırçalamakla temizlenebilir.

Yıkayacağınız zaman onu önce ılık suyla ıslatmalısınız. Bu işlem için genellikle bir küvet tavsiye edilir. Küvetin altına onun kaymayacağı paspas şeklindeki malzemeden konursa iyi olur. Doktorunuz özel bir şampuan önermediyse köpek şampuanını bir kasede bir-kaç misli su ile çoğaltın. Bir sünger parçası alın. Su ile dilüe ettiğiniz şampuanı emdirip köpeğinizin üzerine sürün. Şampuanı direk dökmeyin ve kesinlikle insan için üretilen şampuan ve sabunları kullanmayın. Köpek şampuanları insan şampaunları gibi üretilmediğinden çok köpürmesini beklemeyin. Kulağına su kaçırmamaya ve gözüne şampuan gelmemesine dikkat edin. Bunun için kulağına vazelinli pamuk koyun. Çünkü kaçan su kulakta kronik (uzun süreli) otitis externa dediğimiz dış kulak yolu enfeksiyonuna sebep olabilir. Durulamayı bol ılık suyla çok iyi bir şekilde yapın. Eğer çok kirli ise aynı işlemi ikinci kez tekrar uygulayabilirsiniz. Sonrasında onu önce bir havlu ile silin ve fön makinesinin ılık ayarıyla iyice kurutun. Köpeklerin derileri zor kuruduğundan hava akımından uzakta bir yerde tutun ve mümkünse o gün (en azından 4-6 saat) dışarı çıkarmayın. Kendiniz rahat yıkayamıyorsanız köpek kuaförlerinde de yıkatabilirsiniz. Ancak herhangi bir nedenle farklı bir şampuan kullanması gerekiyorsa kuaföre giderken köpeğinizin şampuanını da beraberinizde götürmelisiniz.

Yavru Köpekde Egzersiz

Köpeklerde enerji ihtiyacı ve yem tüketimi aktivite, yaş ve çevre ısısına bağlı olarak değişir. Köpeğinize, enerjisini sarfedecek aktiviteyi gerçekleştirmesi için yeterli egzersiz imkanı sağlamalısınız.

Yavru köpekler çok hareketli olduklarından dolayı bol egzersize gereksinim duyarlar. Egzersiz ihtiyacı yaş kadar köpeğinizin ırkı ile de alakalıdır. Örnek vermek gerekirse, bir av köpeğinin günlük egzersiz ihtiyacı bir Terier’e göre çok daha fazladır. Köpeğinizin ırk özelliklerini inceleyerek onun egzersiz gereksinimini daha iyi anlayabilirsiniz. Ancak köpeğiniz hangi ırk olursa olsun günlük kısa yürüyüşler tüm köpekler için şarttır.

Büyük ve dev ırk köpeklerde gelişim süreci ve kemik gelişimi daha uzun sürede tamamlandığından egzersizler sınırlı tutulmalıdır. Çok uzun koşular, yüksek yerlerden atlamalar ve ağır egzersizler kemik gelişimi tamamlanıncaya kadar yaptırılmamalıdır.

Yavru Köpeklerde Dikkat Edilmesi Gerekenler

+Püf Noktaları
+Öğrenme
+Ödüllendirme
+Cezalandırma
+Egzersiz
+Tüy Bakımı Fırçalama
+Banyo
+Diş Değişimi
+Sosyalleştirme
+Yavru Köpeğinizle Veterinere İlk Ziyaret

Erkek Köpeklerde Üreme

Erkek Köpeklerde Üreme

Çiftleştirmeden önce veteriner hekiminize götürerek parazit ve genel sağlık kontrolünü yaptırınız. Aşılarını tamamlatınız. Çiftleşeceği dişininde kontrol altında ve sağlıklı olmasına özen gösterin.

Erkek Köpeklerde Üreme Problemleri

Anomaliler
Kısırlık

Erkek Köpeklerde Kısırlaştırma

Erkek köpeklerde kısırlaştırmayla ilgili merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını burada bulabilirsiniz

Dişi Köpeklerde Üreme

Dişi Köpeklerde Üreme

Dişi köpeklerin ergenlik çağı (sexüel olgunluk) çoğunlukla 7-12 ay arasındadır (bazı köpeklerde bu sürenin 20-22 aya kadar uzadığı gözlenmiştir). Bu sürenin uzamasına etki eden faktörler şu şekilde sıralanabilir.


Dişi Köpeklerde Üreme Problemleri

Abortus
Anomaliler
İstenmeyen Gebelik
Yalancı Gebelik


Dişi Köpeklerde Kısırlaştırma

Dişi köpeklerde kısırlaştırma ilgili merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını burada bulabilirsiniz.

..Köpeklerde Dışkı Yeme ..

Sözlük anlamı dışkı yeme olan kaprofaji, kedilerde nadiren, köpeklerde ise sıklıkla görülen bir davranış bozukluğudur.

Kaprofaji kolayca alışkanlık haline gelebilen bir sorundur. Bazı köpekler sadece kendi dışkılarını değil, başka köpeklerin veya kedi, at gibi diğer hayvanların dışkılarını da yeme eğilimindedirler. Bu da özellikle paraziter enfeksiyonlar başta olmak üzere pek çok hastalığın nedeni olabilir.



Pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkan bu davranış bozukluğu, stres, içgüdüsel davranış, alışkanlık ve ileri yaşlarda bazı metabolik ve sistemik hastalıklara bağlı olarak gözlenmektedir.

Örneğin yavrunun temizliğini sağlamak amaçlı olarak veya vahşi yaşamdan gelen ve iz bırakmama amacıyla ile doğası gereği içgüdüsel olarak yapılabileceği gibi yavrunun dışkısındaki sindirilmemiş proteinleri almak amacıyla da yapılabilir. Yeni doğum yapmış bir annede bu davranışların görülmesi normal olarak karşılanmakla birlikte bu bir alışkanlık halinde devam ederse sorundur.

Kimi zaman da yavru döneminde bilinçsizce yapılan bu davranış bir alışkanlık haline gelebilir. Dışkı yemesine tepki ile cevap verildiğinde yavru dikkat çektiğini düşüneceğinden, sahibinin dikkatini çekmek istediği başka zamanlarda da dışkısını yiyebilir ve bu durum alışkanlık haline gelebilir.



Kaprofaji, iyi beslenemeyen, özellikle de diyetinde yeterli protein ve mineral bulunmayan köpeklerde sık görülür. Ayrıca mallasimilasyon ve malabsorbsiyon gibi bir sindirim sistemi probleminin varlığında da görülebilir. Her iki durumda da amaç vücudun ihtiyacı olan gıdaları karşılayabilmektir.Genellikle bu soruna yatkın olanlar, sürekli kafeste tutulan, aşırı stres yaşayan ve yetersiz beslenen köpeklerdir.




Bu tür sorun yaşayan köpeklerde doğal olarak tekrarlayan parazit enfeksiyonları, kusma, ishal ve ağız kokusu gibi istenmeyen bulgular çok fazla olarak görülebilmektedir.

Sorunun çözümlenebilmesi için problemin nedenlerini çok iyi analiz etmek ve bu doğrultuda çözümler aramak gerekir. Psikolojik kökenli bir kaprofaji söz konus ise örneğin yalnız veya kafeste kapalı kalıyorsa, kıskançlık varsa, başka bir köpeği taklit ediyorsa yada sahibinin dikkatini çekme gibi bir durum söz konusu ise öncelikle bu faktörleri elimine etmek gerekir.

Yetersiz beslenme yada yeni doğum yapmış olması gibi bir durum söz konusu ise vücudun tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek dengeli bir mama seçmek, gerekirse hekiminizin uygun göreceği bir vitamin, mineral takviyesi yapmak problemin yaşanması ihtimalini asgariye indirir..



Dikkat çekmek gibi bir amaçla dışkı yeme söz konusu ise tepki vermeden ilgisini bir başka yöne çekmek, bir parça su vermek, oyuncak vermek gibi yöntemler denenebilir.

Sorunun devam etmesi durumunda veteriner hekiminize danışarak bir dışkı muayenesi yaptırmanız ve sindirilmemiş gıdaların dışkıda var olup olmadığına baktırmanız faydalı olur. Çünkü sindirilmemiş gıdaların tespit edilmesi durumunda hekiminizin sistemik bir problemin varlığını araştırarak uygun bir diyet düzenlemesi yapması gerekebilir.

Barınağının düzenli olarak temizlenmesine, yemek sonrası gezintiye çıkararak uzak bölgelerde dışkılamasına, gezintiler sırasında ağızlık kullanımına, stres faktörlerini mümkün olduğunca çözümlemeye ve tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir mama kullanmaya özellikle dikkat edilmelidir.

Bu önlem ve tedavilerin yanı sıra köpeğinizi bu alışkanlıktan vazgeçirmek için dışkı yemeyi önleyici tablet veya dışkısına yaklaşmaması için uzaklaştırıcı olarak kullanılan bir takım spreyler denenebilir.

Yavru Köpekde Diş Değişimi

Yavru köpekler 3,5 aylıktan 8. aylığa (genellikle 6. aya) kadar süt dişlerini dökerler. Yerine hayat boyu kalıcı olan ana dişler çıkar. Dökülen dişleri zaman-zaman yerlere düşmüş olarak görebilirsiniz. Çoğu zaman da yemek yerken kendileri yutarlar. Bu dönemde diş kaşıntısı çok fazla olduğu için bulduğu her şeyi kemirecektir. Siz kendisine zarar vermemesi için potansiyel olarak kemirebileceği her eşyayı, sanki evde emekleyen bir çocuk varmış gibi düşünüp ortadan kaldırmalısınız.

Bu dönemde onun kemirmesi için hazır ürünler verebilirsiniz. Kalın halat şeklinde, düğümlenmiş, uçları püsküllü olan diş ve oyun ipleri, naturel malzemelerin işlemden geçirilmesiyle elde edilmiş yapma kemikler kullanabilirsiniz.

Sanılanın aksine köpeklerde diş bakımı da gereklidir. Yani onların da dişlerinin fırçalanmasına ihtiyaç vardır. Normalde tartar oluşumu 1,5 yaşından sonra başlar. Fakat daha yavruyken, fırçalamaya alıştırmak gerekir. Bu işleme en küçüklerinden çocuk diş fırçası veya köpekler için hazır satılanlardan temin ederek başlayabilirsiniz. Öncelikle diş fırçasını ıslatarak alıştırıp sonra da köpek diş macunu ile devam edebilirsiniz. Fırçalama aynı bizde olduğu gibi yukarı-aşağı ve daha az olarak ta sağa-sola doğru olmalıdır.

Tabiki köpeklerin dişleri sadece fırçalanarak temizlenemez. Bunun için yukarıda diş kaşıntısı dolayısıyla kullandığınız yardımcı malzemeler ve yöntemlere ilave olarak özel olarak tartar temizliği için üretilmiş mamaları da verebilirsiniz..

Köpeklerde Yalnızlık Endişesi

Gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?

Oldukça iri, güçlü ve cesur karakterli bir köpeğiniz var. Onunla övünüyorsunuz, çünkü bir tehlike karşısında sizi koruyacağına tam olarak eminsiniz. Hatta bir keresinde, sabah gezintisindeyken karşınıza aniden çıkan bir köpek sürüsüne tek başına saldırmak istemişti ve siz onu zor tutmuştunuz. Etrafınızdaki herkese, sizi korumak için, yaşamını tehlikeye atacak kadar cesur olduğunu anlata anlata bitiremiyordunuz. Ama bir gün, cesareti hakkındaki fikrinizin değişeceği aklınızın ucundan bile geçmemişti.
Uzun süren yaz tatili bitmişti ve artık işinizin başına dönmeniz gerekiyordu. O gün köpeğinizi evde yalnız bırakarak işinize gittiniz. Nasıl olsa eviniz cesur köpeğinize emanetti… Ancak, eve döndüğünüzde korkunç bir manzara sizi beklemekteydi. Eşyalar dağıtılmış, perdeler parçalanmış, koltuklar oturulamayacak hale gelmişti. Dehşet içersinde, bunu kimin, niçin yapmış olabileceğini düşünmeye başladınız. Cesur köpeğiniz evdeydi fakat garip bir hali vardı. Sizi büyük bir sevinçle karşılamıştı ama şimdi suç işlemiş çocuklar gibi masum ve çekingen davranıyordu. Bir süre sonra olayın failinin köpeğinizden başkası olmadığını anladınız. Ona bağırıp çağırdıktan ve epeyce haşladıktan sonra bunu neden yapmış olabileceğini düşünmeye başladınız.

Önce, uzun süredir evde ilk defa yalnız kaldığını ve sizi protesto ettiğini düşündünüz. Ama hayır! Eve döndüğünüzdeki masum hali protestocu bir köpeğinkine benzemiyordu. Her halde, sıkıntısını gidermek için bir çeşit oyundu yaptıkları… Belki de, çok sıkıldığı için akşam eve geldiğinizde dikkatleri üzerinde toplamayı amaçlamıştı. Bu defa onu affettiniz.
Bütün geceyi eşyaları toparlamakla geçirdikten sonra tekrar işinize gittiniz. Ve akşam olup eve döndüğünüzde aynı manzarayla ne yazık ki bir kez daha karşılaştınız. Bunun ardı arkası kesilmedi. Her akşam aynı şey yaşandığı için, işe giderken köpeğinizi bir odaya hapsetmeye başladınız. Ama bu sefer de komşular, köpeğin akşama kadar uluduğundan şikayetçi oldular. Gerçekten içinden çıkılmaz bir durumdu.

Son çare olarak veteriner hekiminize koşup durumu anlattınız. Köpek davranış uzmanlarıyla yapılan konsültasyon sonucunda durumun hiç de tahmin ettiğiniz gibi olmadığı ortaya çıktı. Köpeğiniz evde yalnız kalınca korkuyor ve korkudan kaynaklanan gerilimini eşyaları parçalayarak gideriyordu. Tıpkı birisine kızan bir insanın sofradaki tabakları devirerek rahatlamaya çalıştığı gibi…

O cesur ve korusun diye evinizi bile emanet ettiğiniz köpeğin korkak çıkmasına mı yanarsınız, yoksa bu sorun giderilene kadar kaybedeceğiniz zamana mı, yoksa parçalanan eşyalara mı? Haklı olarak çok kızdınız köpeğinize. Hatta, onu sokağa atmayı bile düşündünüz bir ara… Ama veteriner hekim onun, bu davranışı isteyerek yapmadığını, kabahatin biraz da sizde olduğunu anlatınca bu düşüncenizden utandınız ve onu iyileştirmek için her türlü fedakarlığa hazır olduğunuzu belirterek hekiminizden yardım istediniz.

Her hayvan sahibinin başına gelebilecek bu olayın iç yüzü nedir? Bu kadar cesur ve güçlü köpekler neden korkmaktadır? Bunda hayvan sahibinin suçu var mıdır? Gelin birlikte irdeleyelim:

Köpeklerde oldukça sık rastlanılan bu sorunun adı “yalnızlık endişesi”dir. Ülkemizde ve dünyada yapılan araştırmalarda köpeklerde en sık görülen davranış sorunlarından biri olduğu anlaşılmıştır.

Köpek, sahibi evden çıkınca (genellikle çıktıktan birkaç dakika ile bir saat içinde) hatta, bazen çıkacağını anlar anlamaz endişelenmeye, huzursuzlanmaya başlar. Genellikle küçüklüğünde yalnız kalmaya alıştırılmayan köpeklerin sorunudur. Fakat, anneden erken ayrılan köpeklerde daha sık görülür. Bazen köpeğin geçirdiği ruhsal travmalar (sahibinin veya aile fertlerinden birinin ölümü ya da evden ayrılması vb.) sorunun ileriki yaşlarda bile ortaya çıkmasına yol açabilir.
Bu endişe hali, bazen de hayvan sahibinin çalışma programındaki değişiklerden kaynaklanabilir. Belli sürelerde yalnız kalmayı kabullenmiş olan köpek, bu süre herhangi bir nedenle uzatıldığında kendini teskin edemeyip endişe davranışları gösterebilir. Bazen ev halkından birisi, örneğin tatil nedeniyle gündüzleri de köpeğiyle beraber olur, ancak tatil bittiğinde onu gündüzleri yalnız bırakmak zorunda kalır. Bu durum, köpeğin yalnız kalma konusundaki alışkanlıklarını bozabilir. Yine kendi evinde yalnız kalabilen bir köpek, farklı bir eve taşınıldığında endişelenebilir.

Bazı durumlarda yalnız kalmak, köpeğin korkmasında tek başına etkili olmaz. Ancak, yalnızlık nedeniyle zaten gergin olan köpek, ev içinde bazı sesler duyması nedeniyle korktuğunda gerginliği iyice artar ve yalnızlık endişesi belirtileri göstermeye başlar.

Peki bu cesur hayvan neden bu kadar endişelenmektedir?

“Köpeklerin doğasında yalnızlık yoktur” dersek abartmış sayılmayız. Bunu daha iyi anlayabilmek için köpeğin atası sayılan kurtlarda yalnızlık olup olmadığına göz atalım:

Köpekler sürü hayvanıdır; dolayısıyla birbirleriyle ilişkileri olan sosyal canlılardır. Köpek hem kendi hem de insan toplumuyla sosyal ilişkiler kurabilme yeteneğindedir. Köpeklerin ataları olarak kabul edilen kurtların birbirleri arasındaki sosyal bağlar ise köpeklerinkinden çok daha kuvvetlidir.

Vahşî yaşam koşullarında hayatta kalabilmek, hayvanların kolektif olarak avlanabilme ve savunabilme becerilerine bağlıdır. Vahşî yaşamda tehlike her yerden ve her zaman gelebilir. Bu nedenle kurtlar her an tetikte ve grup halinde yaşayan hayvanlardır. Hele ki, bu ortam kurt yavrusunun kendisini tek başına savunabileceği bir ortam hiç değildir. Bu nedenle, özellikle yavrular, istisnaları saymazsak, yalnız bırakılmazlar. Sürü ava gittiğinde bile, götürülemeyecek kadar ufak yavrular başı boş bırakılmaz; onları korumak için bir kurt görevlendirilir ve bu kurt, yavruların etrafından fazla uzaklaşmaz. Yani kurtlar ve özellikle yavrular hemen hemen hiç yalnız kalmazlar.

Kurtların evcilleşmiş torunları olan köpekler, yaşları ne olursa olsun ömür boyunca kurt yavrularının davranış özelliklerini taşırlar (buna neoteni denmektedir). Kurt yavruları gibi, yalnız kalamazlar. Yani yalnız kalmak, buna alışmamış köpekler için endişe verici bir durumdur. Yükseklik korkusu gibi bazı korkuların bizlere atalarımızdan kaldığını dikkate alırsanız, köpeklere atalarından kalma olan yalnızlık korkusunu daha iyi anlayabilirsiniz.
Bazı köpek ırkları bu soruna daha yatkındır. Örneğin ataları bir çok köpeğin aynı ortamda görev yapan (örneğin; sürek avında olduğu gibi) köpek ırkları daha sosyal olup yalnızlığa karşı daha tahammülsüzdür. Hele ki, bu enerjik bir köpekse, yalnız kalmak onun için daha da zor hale gelir. Aksine, tek başına avda kullanılan köpek ırkları bu soruna karşı daha dirençlidir.

Doğal nedenlerden kaynaklanan bir korkuysa, sorunun gelişiminde hayvan sahibinin etkisi olabilir mi?

Köpekler gibi gelişmiş ve öğrenme yeteneği yüksek olan hayvanların doğumdan sonraki ilk davranışları birtakım içgüdüsel dürtüler tarafından belirlenir. Ancak, hayvan çevresinden öğrendikleri ile ilerdeki davranışlarına yön verir. Bir davranış, ne kadar kalıtımın etkisi altında olursa olsun, çevresel faktörlerin etkisiyle ya iyice yerleşir ya da unutulur gider. Örneğin, bir köpek insanlarla birlikte yaşayacağı eve pislememesi gerektiğini doğuştan bilmez; hayvan sahibinin yardımıyla bu davranışını kontrol etmeyi öğrenir. Aynı şekilde, köpeğe evde yalnız kalabilmesi öğretilebilir ve köpek bunu öğrenmeyi başarabilir. Çalışan bir çok hayvan sahibi, köpeklerine farkında olmadan bu eğitimi verir. Çünkü işe gitmeleri sayesinde köpek daha küçük yaşlardayken evde yalnız kalmaya alışır. Eğer öyle ya da böyle köpek yalnız kalmaya alıştırılmazsa ileriki dönemlerde bu sorun ortaya çıkar. Bu eğitimi vermeyen köpek sahibi tabi ki bundan sorumludur.

Yalnızlık endişesi olan köpek nasıl anlaşılır?

Bu tür köpeklerin çoğu yalnız kaldığında yemeklerini yemek istemez, bazıları ise kendisini rahatlatabilmek için endişesini başka davranışlara yansıtır. Örneğin havlar, ağlar, eşyalara zarar verir, gazeteleri, kitapları veya ulaşabildiği nesneleri dağıtır, bazı eşyaları kemirir, bazılarını devirir, perdeleri kopartır, kabloları dişler, özellikle sahibinin kokusunun yoğun olduğu çorap gibi eşyaları ortaya getirir. Kendi kokusunu yayıp güvenini artırmak amacıyla ya da korku sonucu kendine hakim olamadığı için evin çeşitli yerlerine işer veya dışkılar. Bazen sahibinin yatağına işer ki, bu bölgede sahibinin koku yoğunluğu fazladır. Böylece ortama kokusunu da yayarak kendisini daha güvende hisseder. Bazen de kusma, ishal gibi psikosomatik belirtiler gösterir.

Endişelenen köpekler, endişelenmenin şiddetine göre, bu sayılan davranışların bazılarını veya tamamını değişik yoğunlukta sergileyebilir. Bazen tek belirti, giriş kapısının önünde bulunan bol miktardaki tükürük salgısıdır. Bunlardan başka, aşırı hareketlilik, ilgi çekme davranışları, hayvan sahibinin evden çıkmasına engel olmak amacıyla sahibine yönelik agresyon veya hayvan sahibi eve döndüğünde sergilenen aşırı sevinç ve selamlama hareketleri ya da suçunu bilip sahibini yatıştırmak için yapılan bazı davranışlar bu sorununun belirtisi olabilir.
Bazen bu belirtiler diğer davranış sorunlarıyla karıştırılabilir.

Sorunu gidermek için ne yapılabilir?

Şüphesiz en iyisi hastalığın ortaya çıkmasının engellenmesidir. Bir köpek yavrusu, sahibine devamlı eşlik edemeyeceğini anlamalıdır. Bu amaçla yavru köpek gittikçe arttırılan sürelerde, tek başına bırakılarak yalnızlığa alıştırılır. Ayrılık endişesi en çok, tek köpek bulundurulan evlerde görülür; birden fazla hayvan olduğu taktirde bu sorundan korunabilir. Ancak köpek, ayrılık endişesini yaşamaya başladıktan sonra çoğu kez, bir kedi veya köpeğin katılımı da sorunu düzeltemeyebilir. Bunun yanı sıra, pek az hayvan sahibi evde sorunlu bir hayvanla uğraşırken ikincisini alma taraftarıdır. Zaten bazı vakalar kardeşleriyle beraber olan köpeklerde de görülebilir. Bu durumlarda köpeğin kendini güvende hissettiği yer, kardeşlerinin veya arkadaşlarının değil, sahibinin yanıdır. Yani köpekteki endişenin giderilmesinde türdeşleri etkili olamayabilir.

Hayvan sahibi her zaman olduğu şekilde dışarı çıkmak için hazırlanırken köpek, sahibinin çıkacağını bazı sinyallerden algılar (örneğin, arabanın anahtarını almak, ayakkabısını giymek gibi). Bu ayrılma sırasında mahzunlaşarak depresif davranışlar gösterebilir. Bazı hayvan sahipleri, köpeğinin mahzunlaştığını görünce, ona güven verme amacıyla sevgi ve güven dolu sözler söylerler. Bu sözlerin, hayvanın mahzunlaşmasını pekiştirmekten başka bir işe yaramadığı bilinmelidir. En uygun davranış, köpeği ile hiç ilgilenmeden evden çıkmaktır.

Sorun, bizzat sahibinin uygulayacağı davranış terapisiyle çözülebilir. Hayvan sahibinin zamanını alan bir çalışma yapılacaktır. Köpek gittikçe artan sürelerde, hekimin çizdiği plan doğrultusunda yalnızlığa alıştırılmaya çalışılır. Hekim, endişe giderici ilaçlar da önerebilir. Hayvan yalnız kalmaya alıştığında, ilâç azaltılarak kesilir, davranış tedavisi bir süre daha devam eder ve sorununun tamamen kalktığından emin olunca bırakılır.

Köpek günlük planlı yürüyüşlerinden sonra yalnız bırakılırsa, çalışma daha rahat yapılabilir. Birçok vakada egzersizin olumlu etkileri görülmüştür. Hayvan sahibi evden çıkmadan evvel yoğun egzersiz uygulayarak, evden çıkma sırasında veya kısa bir sürede olsa, köpeğin daha sakin olmasını sağlayabilir. Bu durumda hem köpeğin enerjisi hem de gerginliği azaltılmış olur.

Hayvan, çiğneyebileceği türden oyuncaklarla oynarsa gerginliği azalacak, ayrıca yukarda bahsettiğimiz gibi eşyaları çiğneme yerine bu oyuncağı tercih edebilecektir. Bu oyuncak ilgi çekecek cinsten olmalıdır. Hayvanı uyarmak amacıyla sesli olabilir veya oyuncak içersine et parçaları konularak, hayvanın kokuyla uyarılması sağlanabilir. Işık, TV, radyo ya da teybin açık bırakılması bazen yararlı olabilir. Bu oyuncakların verilmesi ya da TV benzeri aletlerin açılması tam da evden ayrılış anına denk getirilmemelidir. Zira bir süre sonra bu işlemlerle evden ayrılma arasında ilişki kuran köpek, bu işlemler yapıldığında endişeye koşullanır.

Köpek eğitim okullarında ayrılık endişesiyle uğraşmak etkili bir yol değildir. Bir çok eğitimli köpek de ayrılık endişesi çekebilir; zira bu olay itaatsizlik veya eğitim eksikliği ile değil, stresin etkisiyle ortaya çıkar. Köpek eğitimdeyken bu sorunu yaşamaz. Aynı eve, aynı koşullarla dönüldüğünde, sorun yine görülür.
Hiçbir canlının yalnızlık çekmemesi dileğiyle…

!! Köpekler Hakkında Şikayetleriniz !!

Evcil Dostunuz Hakkında Şikayet Ettiğiniz Konuları Bizimle Buradan Paylaşabilirsiniz..

Tasmayı Çekmeden Yurumek

Köpek sahiplerinin en çok şikayetci olduğu köpeklerinin tasmayı çekerek yürümeleridir.
Köpek iri ve güçlü bir ırksa bu köpekle dolaşmak, bir yerden bir yere götürmek çok yorucu olmakdadır. Köpeğine tasmayı çekmeden yürütmesini öğretemeyen köpek sahipleri de dikenli veya boğma tasmalar kullanarak köpeklerinin tasmayı çekmemesini sağlamaya çalışmakda ve çoğuda başaramamakdadır. Köpeklerin büyük çoğunluğu boynundaki acıyla tasmayı çekmeye devam eder çünkü bu köpeklere sahibleri tasmayı çekmemelerini öğretemez. Bu köpekler öğrenilmiş çaresizlik içindedirler.

Köpeğin tasmayı çekmesini önlemek için neden çektiğini bilmek gerekir. Köpek tasmayı çekerek bir yerden diğerine gitmekdedir. İlk başta bir yere gitmek için tasmayı çeken köpekle beraber arkasından giden sahibi ile köpek bir yerden diğerine tasma çekilerek gidileceğini öğrenmiş olur. Tasmanın çekilmesi ile köpek istediği yöne gittiği zaman arkasından tasmaya asılan sahibinin bu engelleme çalışmaları köpeğin istediği yere gitmesi için bir pekiştireç durumuna gelmekdedir. Tasmanın gergin tutulması ve çekilmesi köpeğin istediği yere gitmesini pekiştirir. Köpeğin boynuna dikenli tasma takıldığında ise bu pekiştirece birde acı katılmış olunur. Köpeğiniz parkda oynamasını seviyorsa siz parka doğru yöneldiğinizde oraya bir an önce varmak için daha da şiddetli çekecekdir. Siz o çektikce parka doğru yürürseniz bu çekme sonucunda ödülünü alacak yani parka ulaşacakdır. Fakat siz bunun aksini yapar köpek tasmayı çekmediği zamanlar yürür, çekdiği zaman durursanız köpek ödülü olan parka tasmayı çekmeden ulaşacak dolayısı ile tasmayı çekmeden sevk kayışını bol tutmak onun için pekiştirici durumuna geçecekdir.

Köpeğe tasmayı çekmeden yürümesini öğretmenin çeşitli yöntemleri vardır. Bunlardan iki tanesini aşağıda açıklamaya çalışacağım.

Köpeğinizin tasmayı çekmemesi için ilk deneyeceğiniz yöntem köpek tasmayı çektikce yürümeden durmak olmalıdır. Köpek tasmayı çekip sevk kayışını gerdiği zaman durun ve bekleyin. ne zaman köpek sakinleşip durursa yavaşca ilerlemeye başlayın, köpek tasmayı çektiği an gene dururn ve bekleyin. Bu şekilde çok ilerleyemesenizde bıkmadan, usanmadan bunu yapmanız gerekmekdedir. Köpek bir müddet sonra tasmayı çektiğinde bir yerden diğerine gidemeyeceğini kavrayacak ve sevk kayışını bol tutmaya gayret edecekir.
Sabırsız köpek sahipleri bir kaç günlük deneme ile bunu başaramayıp bu sistem olmuyor diyebilmekdedirler. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu şekilde çalışmaya başladıkdan sonra artık köpek tasmayı çektiği sürece yürünmemesidir. Örneğin köpek sahibi bu şekilde köpeğiyle 10 - 15 dakika çalışıp daha sonra köpek gezsin diyerek çekmesine aldırmadan dolaşmaya devam etmekde ve ertesi günlerde de aynı şekilde davranmakda ve köpekleri hiç bir zaman tasmayı çekmeden yürümeyi öğrenememekdedir.
Köpek ile sadece ders yapar gibi 10 - 15 dakika çalışıp daha sonra köpek gezsin diyerek tasmayı çekerek dolaşmak köpeğin kafasını iyice karıştırır ve bu şekilde köpek hiç birşey öğrenemez. Bu şekilde çalışmaya başladınızsa artık bundan sonra köpeğiniz çektiği sürece hiç yürümemeniz gerekmekdedir. Belki 1 saat içinde 50 metre yol alacaksınız ama sabredip bunu yapmanız gerekmekdedir.

Diğer bir yöntemde köpeği yiyecekle yönlendirip tasmayı çekmeden yürütmeye çalışmakdır.
Yukarıda bulunan videoda bunun nasıl yapıldığını görmekdesiniz.

Köpeğinize ödül olarak hergün yediği yiyeceği olan kuru mamasını vermeyin. Bu etkili olmaz. Köpeğin çok seveceği bir yiyeceği ödül olarak kullanın. Örneğin karaciğeri kuşbaşı gibi kesip haşlayın ve soğuyunca 3-4 parçaya bölüp daha da küçültün. Biftek, bonfile gibi ezilmiş, inceltilmiş eti alıp teflon tavada kanı, suyu gidene kadar pişirin çokda fazla pişirmeyin. Soğuyunca şeritler halinde keserek bezelye veya nohut büyüklüğünde parçalar yapın.

Videoda görüldüğü gibi bir çanta alıp belinize bağlayın. Çanta köpeğin yürüdüğü tarafda değil öbür yanınızda olsun.

Çalışmaya başlamadan önce köpeğiniz aç olsun. Normal günlük öğününü yedikden sonra çalışmayın.

Sevk kayışı olarak videodaki gibi bir sevk kayışı kullanın hafif ve yumuşak. Flexi veya zincir kullanmayın. Boynuna da yumuşak deri veya sentetik tasma takın.

Videodaki gibi köpeği tasmayla yanınıza getirin ve beraber yürümeye başlayın. Köpek sizi geçip çekmeye başladığında videodaki gibi geri çekilerek gene yanınıza getirin. Köpek yanınızda iken bir kaç adım attığınız zaman köpeğe gene videodaki gibi çantadan yiyecek verin. Köpek sizi geçtiğinde durun ve köpeği gene yanınıza getirin ve yürümeye başlayın yanınızda bir kaç adım atınca gene yiyeceği verin sizi geçince durun.

Köpek sizi geçince videodaki gibi köpeği yanınıza getiremiyorsanız tam geri sitikametine doğru yürüyün yani geri dönün köpek yanınıza gelecekdir sizle aynı hizada birkaç adım atınca yiyeceği verin. Köpek sizi geçinde durun ve tekrar geri dönün köpek yanınıza gelince birkaç adım beraber yürüyünce yiyecek verin.

Köpek geri dönüp sizin bacağınızın hizasına yaklaşınca "yanıma" diyerek komut verin ve köpek tam bacağınızın yanına gelince yiyecek verin. Sonra yukarda anlatıldığı gibi adımları atarak yiyecek vermeye devam edin. Artık her yanda yürümeye başlamadan önce "yanıma" diyerek başlatın. "Yanıma" komutunu sadece köpek sizdan geri kaldığında yanınıza gelirken kullanın.

Köpek yanınızda birkaç adım attıkca yiyecek verdiğiniz mesafeyi giderek arttırın. Yani ilk önceleri 2-3 adımda yiecek verirken 5-6, 7-8, 9-10 adımlara kadar uzatın. Bunu ilerleyen günlerde arttırarak devam edin. Sabırlı olun bu işlemi günlere, haftalara, aylara yayın.

Bu çalışmaları hergün yavaş yavaş bıkmadan yapın. Birkaç günde sonuç alınmaz sabırlı olun.

Bu çalışmaya başladıktan sonra artık köpeğiniz tasmayı çektiği sürece yürümeyin. Köpek sahipleri bu çalışmayı yaptıkdan sonra örneğin 5 - 10 dakika çalışıp daha sonra çalışmaya devam ederim diyerek köpekle tasmayı çektiği halde yürümeye devam etmekdedirler. Eğer böyle yaparsanız köpek ile yaptığınız bütün çalışma boşa gitmiş olur. Bu çalışmaya başladığınız andan itibaren artık köpekle tasmayı çektiği sürece yürümemelisiniz.

Eğer bu çalışmaları istikrarlı bir şekilde yaparsanız köpek tasmayı çektiği sürece yürüyemeyeceğini anlayacak ve ilerleyen zamanlarda tasmayı çekmeyi bırakacakdır.

Köpekler serbest olarak koşmak, enerjilerini harcamak ihtiyacı duyarlar. Bir köpeği devamlı ayağınızın dibinde sizle beraber yürütemezsiniz. Köpek etrafı koklamak, merak ettiği yerlere bakmak ve koşmak ister. Köpeğinize bunu sağlamak zorundasınız. Köpek sahibinin olanakları ve köpek ırkının gereksinimleri köpeklerin enerji ihtiyaclarını karşılamada bazı engeller çıkarabilmekdedir. Eğer etrafınızda köpeğinizi serbestce koşturabileceğiniz yeşil alanlar yoksa, yaşınız ve fizksel gücünüz yeterki değilse çok enerji harcaması gereken sportif köpekler yerine bunun aksine ev içinde dahi koşarak enerjisini harcayabilen oyuncak ırklardan birine sahip olmanız gerekmekdedir.

Köpeklerde Eğitim ( Tuvalet )

Eve aldığınız yavru köpeğin sık sık eve çiş ve kaka yapmasından şikayet ediyorsanız, ona tuvaletini tutmayı öğretmelisiniz.
İdrar kesesindeki kaslari henüz tam olarak gelişmediğinden köpeğiniz idrarını tutamayabilir. Bu yüzden de evin hemen her yerine çişini yapabilir. İşe alkol bazlı bir temizlik maddesi ile evinizi ve özellikle de çiş veya kaka yaptığı yerleri temizlemekle başlayın.
Tuvalet eğitimine, köpeğiniz yaklaşık dört haftalık olduğunda başlayabilirsiniz. Ona bir oda ya da odanın bir bölümünü ayırın. Burası artik onun yemeğini yediği ve uyuduğu yuvası olsun. Yemeğini ve suyunu günde 3-4 kez olmak üzere belli öğünlerde verin. Öğünlerin saatleri mümkünse aynı olmalı ve öğünler arasında beslenmemelidir. Bu dönemde köpeğinizin evin diğer bölümlerine girmesine izin vermeyin.
Yavru köpekler tuvalet ihtiyaçlarını genellikle uykudan uyandıkları zamanlarda veya yemeklerini yedikten yaklaşık bir saat içerisinde gidermek isterler. Her yemekten veya uykudan uyandıktan sonra köpeğinizin odada yerleri kokladığını gördüğünüz ya da tuvaletini gidereceğini anladığınız anda, onu aynı odanın bir başka köşesine hazırladığınız bir kaç gazete üzerine koyun ya da bahçeye çıkartın. Yavru sizin istediğiniz yere tuvaletini yaparken yumuşak bir ses tonuyla ona olumlu bir şey yaptığını hissettirin. Odada bulunan kirlenmiş gazeteyi de en alta yerleştirin ki bir dahaki sefere çiş yapacağı yeri kolayca bulabilsin.
Dışarı çıkma veya gazeteyi kullanma eğitimleri istediğiniz düzeyde devam ediyorsa iki haftalık bir süre sonunda köpeğinizin evin diğer bölümlerini tanımasına gözetim altında olmak kaydıyla izin verebilirsiniz. Burada amacınız , evinizin aynı zamanda onun yuvası olduğu bilincini vermeniz olmalıdır. Çünkü köpekler yaşadıkları yuvaya pislemezler.
Bütün bu çabalarınıza rağmen köpeğiniz gazeteye yapmayı öğrenemiyorsa, istemediğiniz yerlere tuvaletini yapıyorsa çareleriniz tükenmiş değildir. Gazete üzerine dökeceğiniz idrar esansları size yardımcı olacaktır. Eğer onu çiş yada kaka yaparken yakaladıysanız, asla onu dövmeyin, sadece otoriter bir ses tonuyla uyarıp, yine de yapmasını istediğiniz yere götürün. Onu korkutmak, burnunu sürtmek faydasız yöntemler olacağı gibi, köpeğinizin size güveninin sarsılmasına neden olacaktır.
Özet olarak yavru köpeğinize yemeklerini günün belli saatlerinde verin. Her yemekten sonra veya yavru uykudan uyandığı zaman, onu yapmasını istediğiniz gazetelerin üzerine koyun ya da bahçenize çıkarın. Tuvaletini tutmayı ögrendiği zaman onun evin diğer bölümlerine girmesine izin verebilirsiniz.
Yine de başarısız olduğunuzu düsünüyorsanız bir Veteriner Hekim'e danışın. Unutmayın ki tuvalet eğitimi yavru ile sahibi arasındaki iletişimin en önemli aşamasıdır

Köpeklerde Eğitim ( Body Guard )

Koruma ve koku meziyetleri yapan köpeklere SCHTZHUND denir.Bu bir eğitim sistemidir. Bu eğitimde asıl amaç köpeğin sahibini ve yakınlarını korumasıdır. Elbette ki her köpek bu görevi yapamaz yine uygun bir yavrunun eğitim aşamasına kadar çok iyi yetişmiş olması gerekir. Ayrıca iyi beslenmesi ve sağlıklı olması da şarttır. Halk arasında bazı yanlış uygulamalar mevcuttur. Köpeği karanlıkta tutmak, çiğ yemek yedirmek gibi uygulamalar yapılmamalıdır.
Şayet köpeğin geninde sertlik yoksa ne yaparsınız yapın olmaz, köpeğin özünde olması gerekir, Mizacı sert olması gerkir gerisi makyaj olur ve gerçek anlamda bir tehlike ile karşılaştığında bir tekme yediğinde korkup kaçacak ve sizi yarı yolda tehlike ile burun buruna bırakcaktır. Bu eğitim oldukça zor ve tekniktir çok yetenekli partner gereklidir. Örneğin bir düşman şahsın silahına davranması ile köpeğin bu hareketin ne manaya geldiğini anlayıp düşmana saldırması gerekir veya (tut)komutu ile şüpheli şahsa saldırıp onu etkisiz hale getirmelidir, (BIRAK)komutu ile bırakmalı fakat yinede dikkatti düşmanın üzerinde olmalıdır. Köpekler normalde eğitim almadıkları sürece gerçekten ısırmayı bilmezler.Ancak profesyonel eğitim sonucunda köpekler etkili ısırma tekniği kazandırılır.
Bu işide provakatörler tabir ettiğimiz partner yapar. Biz onun için size bu çalışmayı yapmayın diyoruz. Isırmayı bilmeyen köpeğe elindeki malzemeyi ustalıkla köpeğe nasıl vermesi gerektiğini provakatör çok iyi bilir. Buna yer tutuşda dahildir. Kısaca özetlersek, dövüş sanatını bilmeyen insanla bilen insan gibidir. Ancak ısırma tekniğini öğrenen bir köpek kolunuzu tuttuğu anda 3 sn. gibi kısa bir sürede sizin kolunuzu kırar ve liflerinizi kopartır ve siz bu kısa zamanda bayılırsınız ve etkisiz duruma düşersiniz. Sanırım işin önemi ve ciddiyetini kavradınız. Şahış koruması yapacak yavru daima sahibi ile birlikte yaşamalı ve eve gelen herkesle haşır neşir edilmemelidir. Ama gözlemlemelidir. Sokakta herkesle temas içinde bulunmamalıdır, çünkü insanlardan aşırı sevgi ve ilgi gören köpek miskinleşir ve ona ileride insan kötü demek çok zor olur. Beynine insanların iyi olduğu kazınmıştır.
Bu sebeple bu ilişkiyi iyi ayarlamalıyız. Daima uzaktan. Eğitim alanına çıkan acemi bir köpeğe daima kendisinin güçlü kuvvetli olduğu hissettirilir,aslı da böyledir. Hiç bir zaman bir köpeğe güç uygulanmaz, daima köpek kazanır. İnsan hep ondan korkar, bu boğuşma esnasında da böyledir. Burada provakatörün önemi ortaya tekrar çıkıyor.

Köpeklerde Eğitim ( Temel İtaat Eğitimi )

Her köpeğin mutlaka alması gereken eğitimdir.Bütün görev köpekleri temel ve ileri itaat eğitimi altındadır.Köpeğin görevi ne olursa olsun temel itaat eğitimini almadan görevini yapamaz.Temel itaat eğitimi köpeğin öğrenmeyi öğrenme aşamasıdır.Bu eğitim dönemi içinde köpeğin sahibine itaat etmesi için gerekli komutlar ve davranışlar öğretilir.

Eğitimin başarılı olabilmesi için köpeğin sosyalleşmesi maximum düzeyde olmalıdır,sosyal bir köpek sahibi olmak eğitimli bir köpek sahibi olmaktan çok daha önemlidir.Bu yüzden köpek sahibinin temel itaat eğitimine kadar yavruyu olabildiği kadar sosyalleştirmesi ve ona dünyayı tanıtması gerekir,aksi takdirde yeteri kadar sosyal olmayan bir yavru köpek eğitimde başarı sağlamayacak ve sorunlara yol açacaktır.Eğer köpeğinizde sosyal davranış sorunları gözlemledi iseniz hiç vakit kaybetmeden bu sorunların önüne geçmeniz gerekir.Ancak sorunlar çözüldükten sonra köpeğiniz temel itaat eğitimi için hazır olacaktır.

Temel itaat eğitimine giriş yaşı altı ila oniki ay arasında olabilir.Koruma eğitimi için hazırlanan köpeğe temel itaat eğitimi,köpeğin koruma ve kendine güven duygusunun zayıflatılmaması için onikinci ay içinde verilmeli ancak bu ana kadar köpek koruma içgüdüsü ve cesaretini kuvvetlendirmek için çalıştırılmalı ve temel itaat komutlarına alıştırılmalıdır.

Eğer köpek görev için değil, arkadaşınız olacaksa eğitimine altıncı ay içinde başlayabilirsiniz ancak bu ana kadar yani sekizinci haftadan başla***** köpeğinize komutları kesinlikle zorlamadan ve oyun arasında en fazla beş dakikanızı ayı***** öğretebilirsiniz..Bu anlar köpeğinizle geçirdiğiniz en güzel ve eğlenceli günlerdir,unutmayın ki o henüz çok genç,şu an bebeklik döneminde ve bir bebekten olağanüstü bir hafıza veya düşünce bekleyemeyiz.Şu anlar köpeğinizin birşey anlamadığını düşünmeyin çünkü siz farkında olmasanız bile köpeğiniz öğrenmeye başladı ,önemli olan ona doğru hareketleri öğretmek ve geliştirmek yalnız sabır ile, her şey yavaş yavaş olacak

Temel itaat eğitiminde köpeğiniz size itaat etmeyi öğrenir ve verdiğiniz komutları uygulamaya çalışır.Bu eğitim dönemi içinde köpeğiniz yedi adet temel komut öğrenecektir.Köpeğin bu komutlara tamamen uyum süresi 30-40 gün arasındadır.Temel itaat eğitimi için verilen esas süre yirmibir gündür.Ancak bu süre çoğu köpek sahibinin, köpeğini yeteri kadar sosyalleştiremediği ve bu yüzden köpeğin, eğitime ve dış dünyaya yeteri kadar uyum sağlayamadığı için süre uzamaktadır.

Burada bir kez daha tekrar etmekte fayda görüyorum.Köpeğinizin eğitimde başarılı olması ve onunla ömür boyu rahat bir yaşam istiyorsanız yavru köpeğinize dünyayı ve insanları çok iyi tanıtmalı ve bu alanlardaki sorunlarını çözmelisiniz.bu sorunlar çözüldükten sonra köpeğinizi temel itaat kursuna vermelisiniz.

Yürüme-Yavaş Yürüme-Hızlı Yürüme-Koşma.Sol yanınızda sizinle uyumlu olarak,gevşek kayışta yürüme.

Otur.

Yat.

Gel.

Otomatik oturuş. Siz durduğunuz anda köpeğinizde durarak oturur.

Yerinde kal. Sol yanızda yürüyen köpeğinize komut vererek onu ayakta bekletebilirsiniz.

Dur. Size doğru gelen köpeğinizi komutunuz ile ileride durdurabilirsiniz.

Eğitimde yanlış olarak bazı eğitmenler "Bekle" komutunu kullanırlar.Örneğin köpeğe "Otur" veya "Yat" komutunu verdikten sonra ayrıca "Bekle" komutunu verirler ve köpek bu komuta uyar.Yukarıda da gördüğünüz üzere "Bekle" komutu sıralamada yer almamıştır,çünkü bu komut eğitim için gereksizdir.Zaten köpeğinize "Otur" - "Yat" -"Yerinde Kal" ve "Dur" komutunu verdiğiniz anda köpeğimizden bir dahaki komuta kadar komutu uygulamasını istemekteyiz.Bu yüzden köpeğimize komut vererek yanından ayrıldığımız anda köpeğimiz hareket etmeyerek yeni komutlarımızı beklemelidir.

Temel itaat eğitiminde köpek yedekli olduğu halde yukarıdda sayılan komutlarınıza itaat etmektedir.Köpeğinizin tasmasını çıkardığınız ve onu serbest bıraktığınız anda köpeğinizin komutlara cevap verme oranı düşer hatta başlarda biraz cevap verirken ileride hiç vermeyebilir.Bunun için trafiğin ve insanların yoğun olduğu bölgede köpeğinizi serbest bırakmamak uygun bir davranış olacaktır.Eğer köpeğinizin tasmasız olarakda komutlarınıza uymasını isterseniz itaat eğitiminin bir üst basamağı olan ileri itat eğitimine geçmelisiniz.

Merak Ettikleriniz ?

Köpekler Hakkında Merak Ettiğiniz Tüm Soruları Buradan Bizimle Paylaşabilirsiniz...

Köpek Irkları ( Yorkshire Terrier )



Temel Özellikleri
Bütün terrierler gibi canlı, cesur, inatçı, efendisine karşı duygulu, yabancılara karşı kuşkucudur. öteki hayvanlarla pek anlaşamaz.

Neler Yapar?
Bütün dünyada insana eşlik eden bir köpek olarak çok popülerdir. Bu durumu olağanüstü güzelliğine ve sevimliliğine borçludur. Ancak terrier kanı taşıdığı unutulmamalıdır.

Evin dışında olmayı sever, buna rağmen apartman hayatından da hoşlanır. Kış aylarında soğuktan etkilendiği için, dışarı çıkarken yün bir ceket giydirilmelidir.

Kökeni
İngiltere’nin Yorkshire bölgesindeki madenciler tarafından geçen yüzyılda maden tünellerini işgal eden korkunç fareleri yakalaması için geliştirildi. Skye terrieri, siyah-kahverengi oyuncak terrier, Dandie Dinmont ve Maltalı cinsler, bu köpeğin oluşumuna katkıda bulunmuşlardır.

Günümüzdeki standardının gerektirdiği özellikler ilk kez 1870’de bir köpek gösterisinde sergilendi.

Dişiler zor doğum yapar. Dolayısıyla doğum sırasında veteriner gözetimi gerekir. Yavrular doğduklarında siyah renklidir. Tüylerinin rengi ancak bir yıl sonra standardına uygun hale gelir.

Köpek Irkları ( St. Bernard (Saint Bernard)



Temel Özellikleri
St. Bernard güçlü bir başı olan, iri, dayanıklı ve kaslı bir köpektir. Saint Bernard'ın insanlarla arası çok iyidir. İtaatkar, son derece sadık, sakin ve ataktır, ancak küçük köpeklerden genellikle hoşlanmaz. çığ felaketlerini önceden sezebilme yeteneği vardır.

Saint Bernard'ın uzun tüylerini geniş dişli bir tarakla sık sık taramak ve sert bir fırçayla fırçalamak gerekir. Bir avluda yaşıyorsa, her gün uzun yürüyüşlere çıkarılmalıdır.

Neler Yapar?
Bilindiği gibi eskiden Saint Bernard, misafirhanesinin yakınlarındaki karlarla kaplı geçitlerde kaybolan gezginleri ve dağcıları kurtarmak için kullanıldı. Günümüzde kendisinden neredeyse sadece insana eşlik etmesi için yararlanılır. Apartman hayatına uygun değildir. Bazıları hala çığ felaketlerinde kurtarma köpeği olarak eğitilmektedir.

Kökeni
Saint Bernard'ın kökeni çok eskilere uzanır. Tibet Mastiff'inden türetilmiştir. Bu durumda yaklaşık iki yüzyıl kadar önce Romalılar tarafından Alplere getirilen mastifflerle birlikte türetilmiş olmalılar.

Saint Bernard olarak ilk kez 1000 yılı civarınden Büyük Saint Bernard Geçidi'nin yakınlarındaki Saint Bernard de Menthon Misafirhanesi'nde ortaya çıktı. Ke---sıs---ler muhtemelen eski mastiff cinsi köpekleri Great Dane ve Büyük Pyrenee cinsi köpeklerle çiftleştirdiler.

Dikkatli ve sürekli bir melezleştirme sonucunda ortaya heybetli bir köpek çıktı. Bu köpeğin görüntüsü ilk kez 1350'de bir İsviçre hanedan armasının üzerinde görüldü. Kurtarma köpeği olarak kullanılması ve şöhret kazanması 17. yüzyılın ortalarında başladı. Daha sonra bütün dünyada sevilen bir köpek türü haline geldi.

Saint Bernard cinsi köpekler temel kökenleri ve karakteristik özellikleri aşağı yukarı aynı olmakla beraber kendi içlerinde iki cinse ayrılırlar. Bu farklılık en belirgin olarak tüy özelliklerinden gözlenebilir.

Kısa Tüylü Saint Bernard'ın çok kalın, kısa, parlak ve vücudunu sıkıca saran tüyleri vardır. Saint Bernard'ın tüylerinde kar tutmak gibi bir sorunu vardır, bu sorun Kısa Tüylü Saint Bernard'da görülmez.

Köpek Irkları ( Sibirya Kurdu - Husky)



Temel Özellikleri
Ota büyüklükte, canlı, dayanıklı, hoş görünüşlü ve hareketli bir köpektir. İnsanlara uyumlu ve duyguludur. İyi bir arkadaş olmakla birlikte son derece inatçıdır ve kolayca canı sıkılır.

Neler Yapar?
Hafif olduğu için hızlı koşabilir ve bu özelliği nedeniyle kızak yarışlarında kullanılır. özellikle Kanada'da ve ABD'nin kuzeyinde popüler bir cinstir.

Kökeni
Sibirya'nın yerlisi olan Sibirya Kurdu, 1909'da Alaska'ya getirildi. Buradan tüm dünyaya yayılmıştır.

Köpek Irkları ( Samoyed )



Temel Özellikleri
Samoyed güçlü, dayanıklı ve aktif bir köpektir. Sakin, nazik, vakur, sadık ve duyguludur. Köpek takımlarında kullanıldığı için bu değerli özelliklerini dışa vurma fırsatı genellikle yoktur. Ne var ki, tek bir kişiye bağlandığı zaman iyi huylu, sevimli ve insanlara uyum sağlayabilen bir köpek haline gelir. Asla sorun çıkarmaz, fakat gerektiğinde hasımlarıyla başedebilir.

Tüylerinin saf beyaz olabilmesi ve düzenli banyo ihtiyacı duymaması olumlu niteliklerinden birini oluşturur. özellikle yaz aylarında parazitlerin istilası başladığında, düzenli olarak fırçalanması gerekir.

Neler Yapar?
Klasik bir kızak köpeğidir. Kızakları çok uzun mesafeler boyunca çekebilir. Mors avında, sürü bekçiliğinde ve muhafızlığında başarıyla kullanılmıştır. Arkadaş ve bekçi köpeği olarak da kendini kanıtlamıştır.

Güzelliği ve kibarlığı dünyanın her yerinde ona arkadaşlar kazandırmıştır. Mizacında sertlik yoktur, çocuklarla oynayabilen temiz bir köpektir. Tek kusuru sık sık ve yüksek sesle havlamasıdır. Hırsızlara karşı çok sert olabilir.

Kökeni
çok eski zamanlardan beri Samoyedler olarak bilinen bir avcı ve balıkçı toplulukla birlikte Sibirya'da yaşar. Yüzyıllardır kızak çeken güzel ve dayanıklı bir köpek olarak bilinir. 1889'da Kaşif Robert Scott bu cinsten pek çok köpeği İngiltere'ye getirdi. Cins burada geliştirildi ve tüm dünyaya yayıldı.

Köpek Irkları ( Rotwailer )



Temel Özellikleri
Rottweiler'ın iri ve güçlü bir bedeni vardır. Adaleli ve atletik olan bu ırk, geniş bir kafaya ve yuvarlak bir alına sahiptir. çeneler iyi gelişmiştir ve dişler makas ısırışı ile kapanır. Gözler ırkın iyi huy ve sadakatinin ifadesini yansıtır ve koyu renklidir. Dengeli, sakin, itaatkar, cesur ve kolay eğitilir. Yalnızca efendisi ve ailesi saldırıya uğradığı zaman sertleşir.

Neler Yapar?
Rottweiler, sakin, eğitilebilir, cesur ve ailesine kendini adayan bir köpektir. Güvenilir bir karakteri vardır. Ailesini büyük bir kararlılıkla korur. Acıya karşı duyarsız ve güçlü köpeklerdir. Ciddi, kendinden emin ve güvenilirdir.

Dikkatli ve disiplinli bir eğitim şarttır, aksi takdirde güçlü ve saldırgan bir köpekle karşı karşıya kalınabilir. Ancak sabırlı bir eğitimle güvenilir, sadık ve sevgi dolu birer arkadaş olabilirler. Böylesine iri cüsseli bir köpeği kontrol edebilecek bir sahibe gereksinim duyar. Rottweiler, sakin yaradılışlı doğal bir koruma köpeğidir.

Oldukça zekidir ve pek çok ülke de polis, askeri ve gümrük gibi görevlerde kendilerini kanıtlamışlardır. Boyutlarından dolayı eğitim erken başlamalı ve köpeğin vahşileştirilmemesine büyük dikkat edilmelidir. Bu ırk, bol ilgi ve diğer hayvanlar ve insanlarla sosyalleştirilmeye ihtiyaç duyar. Diğer köpeklerle anlaşamayacağından toplum içinde tasmasız dolaştırılmamalıdır.

Rottweiler, tutarlı bir biçimde yetiştirilip eğitildiğinde çocuklar için iyi bir oyun arkadaşı olur. Henüz yavruyken onlarla olumlu tecrübeler yaşadığı sürece kediler ve diğer ev hayvanlarını kabullenir. Aile dostları ve akrabalar sevinçle içeri kabul edilirken yabancılar kaldırımdan öteye geçemez. Irk itaat yarışmaları ve iz sürme alanlarında başarılıdır.

çoban ve polis köpeği olarak kullanılır, daha önemlisi çok iyi bir bekçi ve muhafızdır. İnsana eşlik eden köpek olarak da değerlidir. özellikle aile üyeleriyle arası çok iyidir.

Rottweiler'ın bol egzersize gereksinimi vardır. Bu güçlü köpeğe ne kadar iş verirseniz verin memnuniyetle kabul edecektir. Ormanda koşturmak ya da açık alan yürüyüşleri yapmak onları çok mutlu eder ve yanınızdan ayrılma eğitilimleri yoktur.

Kısa ve parlak tüylerin bakımı kolaydır. Günlük tarama yıkamaya gerek bırakmayacaktır. Orta düzeyde tüy dökücüdür.

Bir batında 12 yavruya kadar doğurabilir.

Tarihçesi
Muhtemelen İtalyan Mastiff'inden gelmektedir. Ortaçağ'da çoban köpeği olarak kullanıldı. Wuttember'deki bir Alman kasabasında, Rottweil'da yetiştirildi. 1800'lerde nesli tükendi. 20. yüzyıl başlarında Stuggart'ta toplanan coşkulu köpek yetiştiricileri sayesinde, yeniden popüler hale geldi.

Köpek Irkları ( Pointer )



Temel Özellikleri
Aristokrat, çocuklara karşı sabırlı, duygulu, zeki, temiz, gayretli ve coşkulu bir avcıdır. Evde sakin ve akıllı olup her duruma uyum sağlayabilir. şüpheli bir ses duyduğunda havlar, fakat bekçi köpeği değildir.

Neler Yapar?
İsmi (pointer:işaret eden) avın varlığını sezdiği zamanki duruşunu betimler. Heykelsi, hareketsiz duruşu daima gösterişlidir. Yorulmak bilmez. İtaatkardır. Koku alma duyusu olağanüstüdür. çulluk, bıldırcın ya da sülün avına gayet iyi uyum sağlar. Bununla birlikte her türlü avda kullanılabilir.

Kökeni
En güvenilir tahminlere göre 2 yüzyıl kadar önce İtalyan pointeri, tilki tazısı, bloodhound, greyhound, Newfoundland, setter ve bulldog cinsi köpeklerin çiftleştirilmesiyle geliştirildi. Bu inanılmaz bir karışımdır ama çok iyi sonuç verdiği kesindir. Modern pointer seksen yıldır varlığını sürdürmektedir.

Köpek Irkları ( Pug )



Temel Özellikleri
özellikle efendisine karşı duygulu, sevimlidir. Sıcak havalarda kapalı arabanın içinde ya da havasız apartman katlarında tutulmamalıdır. Kesin ısırma eğilimli olmasına rağmen iyi huyludur.

Pug apartman için uygun bir köpektir. Ev içinde pek hareketli değildir ve bahçesiz bir evde de yaşayabilir. Aşırı sıcağa ve so---güg---a dayanamaz.

Pug kısa ve düz bacaklı güçlü köpeklerdendir. Enerjik oyunlardan hoşlanır ve sağlığını koruması için düzenli egzersize gereksinim duyar. Yine de aşırıya kaçılmamalıdır.

Neler Yapar?
İnsana eşlik eden bir köpek olarak kullanılır. özellikle kadınlar arasında popülerdir.

Pug, küçük pakette büyük köpek olarak bilinir. Mutlu, hareketli ve sadık köpeklerdir. Oyun oynamayı dolayısıyla da yaramazlık yapmayı severler. Biraz inatçıdırlar. çok zeki olsalar da tekrar içeren eğitim rutinlerinden çabuk sıkılırlar.

Pug ses tonunuza karşı duyarlı olduğundan sert cezalara gerek yoktur. Bu köpek ya çok heyecanlı ya da donuk karakterli olabilir. İyi bir bekçi köpeğidir; ancak gereksiz havlamaz. Pug diğer köpekler ve ev hayvanları ile iyi geçinir. çocuklar ve eve gelen ziyaretçilerle de arası iyidir. çok fazla ilgi istediğinden kıskanç olabilir.

Kökeni
En eski ırklardan biri olarak Pug'ın Mö 400 yılında Asya'da ortaya çıktığı düşünülmektedir. Gerçek orjiini hakkında ise tartışma devam etmektedir.

Bazı uzmanlar Hollandalı tacirlerce Uzak Doğu'nun ovalık alanlarından getirildiğine inanmaktadır. Kısa tüylü Pekingese'den gelmesi de mümkün görünürken başka bir teoriye göre küçük bulldogların soyundan gelmektedir. Ancak başka bir inanışa göre nadir Fransız Mastifi Dogue de Bordeaux'nun minyatürü olduğu da düşünülmektedir.

Pug, çeşitli çalışmalarında onu da kullandığı sanatçı Hogarth'ın en sevdigi arkadaşıydı. 16. yüzyıldan itibaren Avrupa'daki sarayların moda nesnesi oluverdi ve popülaritesi Viktorya çağına kadar sürdü. Tibet manastırlarında pet olarak beslendi ve oradan da Japonya'ya götürüldü. Pug ardından Avrupa'ya geldi ve Hollanda parlamentosunun resmi köpeği oldu.

Bir Pug 1572 Hermingny'de Prens William'ı yaklaşan bir suikasta karşı uyarmıştı. Napoleon'nun karısı Josephine hapisteyken Pug'ının tasmasının içinde kocasına gizli mektuplar gönderiyordu. İngilizler 1860'da çin İmperyal Saray'ını ele geçirdiklerinde birkaç Pekingese ve Pug'ı da İngiltere'ye getirdiler.

AKC ırkı 1885 'de kabul etti ve ırk popüler bir eşlik köpeği haline geldi. Pug bugün bekçi köpeği ve küçük numaralar öğrenmek konusunda yetenekli olduğunu kanıtlamıştır.

Köpek Irkları ( Mastiff )



Temel Özellikleri
Cüsseli, sağlam yapılı ve hareketli bir köpektir. Dikkatli köpek yetiştiriciler tarafından geçmişten gelen vahşi özellikleri başarıyla giderilmiştir. Günümüzde dengeli ve nazik bir hayvandır. özellikle çocuklarla arası iyidir. Eğitilise, suçlulara olağanüstü bir kavgacılıkla saldırır.

18. yüzyılda şöyle tarif edilmiştir: "Mastiff'in karşısında köpek, bir arslanın karşısındaki kediye benzer."

Neler Yapar?
Geçmişte gösterilerde kullanılan, kana susamış bir savaş köpeğiydi. Daha sonra, sürüler ve ıssız yerlerdeki fabrikaları korumak için kullanıldı. Günümüzde insana eşlik etmesinin yanında, hala bekçi ve muhafız köpeği olarak da kullanılmaktadır.

Kökeni
Avrupa'ya Fenikeliler tarafından getirilen, Tibet Mastiff'inden türetilmiştir. Kısa süre içinde Büyük Britanya'nın yerlisi olmuş ve büyük değer kazanmıştır.

Köpek Irkları ( Minyatür Pinscher )



Temel Özellikleri
“Pinscher” sözcüğü Almanca ısırıcı anlamına gelir. Aslında uysal, fedakar, duygulu, aynı zamanda temiz ve zeki bir köpektir.

Neler Yapar?
İnsana eşlik eden bir köpektir. Evleri, bahçeleri ve arabaları korur. Bununla birlikte, tehdit edici bir biçimde havlar ve keskin dişlerini düşmanlarına karşı nasıl kullanacağını gayet iyi bilir.

Kökeni
Geçmişi çok eski çağlara uzanır. 19. yüzyılın sonunda bir cins olarak resmen kabul edilmiştir.

Köpek Irkları ( Labrador Retriever )



Temel Özellikleri
Labrador Retriever, duygusal ve sabırlı bir köpektir. Oldukça zeki, sadık, itaat etmeye hevesli ve hareketlidir. özellikle de suda oynama bayılır.

çocuklara karşı olmak üzere mükemmel bir karakteri vardır. İnsanlarla olmayı çok sever ve ailesinin parçası olduğunu hissetmeye gereksinimi vardır. Yavruyken çok iyi sosyalleştirilmezse yabancılarla bazıları mesafeli olabilir.

Bu köpekler bekçi köpekliği yapabilir; ama her ne kadar bazılarının koruma yaptığı bilinse de koruma köpeği değildir. Kendi başlarına çok bırakılırlarsa eşyalara zarar verici olabilirler. Labrador'a çok güçlü bir boynu olduğu için erken yaşta tasmasını çekmeden yürümesi öğretilmelidir.

Yarışma kanından gelenler av kanından gelenlerden genellikle daha ağır ve uysaldır. Av kanından gelenler daha enerjik ve hareketli olabilir. En iyi eşlik köpekleri genellikle bu iki kanın karışımıdır. Bu ırk oldukça popülerdir.

Labrador, Golden Retriever'dan biraz daha dominant ve bağımsızdır. Av, iz sürme, vurulan avı geri getirmek, bekçi köpekliği, narkotik, körler ve sakatlar için rehber köpek, arama & kurtarma, agility ve itaat yarışmalarında başarılıdır.

Neler Yapar?
Koku alma duyusu çok gelişmiştir. Efendisiyle uyum içinde çalışmayı bilir. Bataklık ve sulu arazilerde avı getirme konusunda mükemmeldir. Suya dalma alışkanlığını yüzyıllarca sürdürmüş, ağlarını toplayan balıkçılara yardımcı olmuştur. Soylu, sağlıklı ve dayanıklı bir köpektir.

Labrador Retriever çalışmayı seven enerjik bir köpektir. Bol egzersize gereksinimi vardır. Labrador obur olabilir bu nedenle diyetine ve egzersiz düzeyine dikkat edilmelidir.

Kökeni
Bir zamanlar "St John Köpeği" diye bilinen Labrador Retriever en popüler köpek ırklarından biridir. Kanada, Newfoundland'da geliştirilmiş bir ırktır. Labrador buzlu sulara atlayarak balıkçıların ağlarını kıyıya çekmek için eğitilirdi. 1800'lü yıllarda Labrador'dan Ingiltere'ye getirilen köpeklerin vurulan avı geri getirme güdüleri daha güçlendirildi. Kibar ve sevgi dolu karakteri nedeniyle en iyi aile köpeklerinden biridir.

Köpek Irkları ( Kars Çoban Köpeği )



Temel Özellikleri
Kars, Ardahan, Artvin, Erzurum, Ağrı, Iğdır bölgelerinde yetişen, saflığı tescil edilmiş, bölge şartlarına uyumlu, çok iyi koruyucu özelliğe sahip, uyumlu, zeki, akıllı ideal bir çoban köpeğidir.

Baş oldukça büyük, geniş ve iri yapılı (ayı baş) ve siyah; burun içi, orta uzunlukta, küt ve siyah; ağız büyük, kuvvetli çene yapısında ve dudaklarının iç tarafı siyah renkte; gözler kahverenginin de---gıs---ik tonlarında, alın düz, kulaklar sarkık, geniş ve derin, kuyruk uzun tüylü, iri ve sırta yukarıya doğru kıvrımlı; bacaklar kuvvetli, iri pençeli ve güçlü; tüyleri karışık ve kabarık görünümlü, baş kulak, göğüs altından arkaya doğru olan kısım siyah ağırlıklı, diğer yerler sarıdan kirli sarıya kadar de---gıs---en mat renkte ve siyahla yer yer karışmış durumda; ayaklarda sarının tonları hakim ve yukarıya doğru siyahlık artıyor.

Neler Yapar?
çok iyi koruyucu özelliğe sahip ve uyumludur; düşmana karşı hırçındır, pençelerini rahatlıkla kullanabilir. Pençe vurma özelliği vardır. çene yapısı kuvvetlidir.

Akıllı, zeki, koruma içgüdüsü gelişmiştir. Soğuk ve çevre şartlarına karşı adaptasyonu kuvvetlidir.
Eve (çiftliğe, vs.)ait herşey ve herkes, her ne pahasına olursa olsun koruma alanına dahildir. (çocuklar, kediler, kuşlar, diğer köpekler, evin kendisi). Gene de tek başına ufak çocuklarla bırakılmamalıdır. Aile dışındakilere (misafir dahi olsalar) karşı temkinlidir ve dostça yaklaşmaz.

Kars çoban Köpeği de herkesin köpeği olamaz, olmamalıdır. Kendisiyle vakit geçirecek eğitmeni, lideri olabilecek güçlü ve sağlam karakterde sahiplerle gerçek anlamda kişilğini bulabilir.

Tarihçesi
Yüzyıllar önce sürüleri, Kafkasya'dan dağlarla ve Karadeniz'le Hazar denizi arasındaki bölgelerde diğer insanlardan ve hayvanlardan koruyan ve en aşağı 600 yıllık bir geçmişe sahip bir ırktır.

Kuzeydoğu Türkiye'de çok yüksek dağlarda veya aşağıda vadilerde sığır veya at çobanlığı yapan kıymetli bu köpek konsültasyon sonuçlarında resmi otoritelerce Türkiye'de Kars çoban Köpeği olarak adlandırılmıştır.

Türkiye orijinli Kangal, Akbaş, Kars çoban, Türk tazısı ve çatalburun köpekleri ırk özellikleri belirlenen köpek ırklarıdır. Bu ırklar ile ilgili bilimsel çalışmalar sürmekte, ayrıca konuya duyarlı kesimlerce kurumsal bazda sahiplenilmektedir.

Kars Türk çoban Köpeğinin yurtdışına çıkarılmasında Askeri Veteriner Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığının izni aranır.

Köpek Irkları ( Kangal )



Temel Özellikleri
Zeki, kolay eğitilen, çocuklara karşı sabırlı, azarlanmaya karşı duyarlı, sevilmek isteyen, yaşadığı yeri sahiplenen bir köpektir. Yabancılara karşı kuşkucudur, bu nedenle güvenli ve çitlerle çevrili bir alanda ya da koruyucusu olduğu sürüsüyle birlikte açıkta yaşamalıdır.

Neler Yapar?
Savaşta ve avda yüzyıllar boyunca savaş köpeği olarak kullanıldı. özellikle kurtlara karşı verdiği başarılı savaşlarla tanınır. Bir çoban köpeği olarak yorgunluktan ve kötü hava koşullarından etkilenmez. Günümüzde bekçi köpeği olmanın yanı sıra çoban köpeği olarak da kullnılmaktadır.

Tarihçesi
çok eski çağlardan beri Küçük Asya'da (Anadolu) yaşar. Türk bekçi köpeği olarak da bilinir. 1968'de Amerika Birleşik Devletleri'ne götürülmüştür.

- - -

Kangal özel
Kangal'ın tarihçesini araştırdığımızda en küçük bir belgeye rastlayamadık. Kangal köpeği hakkında çeşitli rivayetler söz konusudur. Bir rivayete göre M.ö. Asurlular ve Babilliler zamanında türediği, aslan ve kaplan gibi vahşi hayvanlara karşı korunmak, savaşlarda yararlanmak amacıyla büyük bir özenle yetiştirildiği anlatılmaktadır.

Bu köpeğin çok rahat bir şekilde aslanı mağlup ettiği söylenmektedir. İkinci bir rivayete göre, Hint mihracesinin Osmanlı padişahına (Yavuz Sultan Selim veya 4. Murat’a) bir köpek hediye etmesiyle başlamaktadır. Sarayda bulunan ve aslanla bo---güs---an bu köpek aslanı öldürüyor. Böylece padişahın nazarında büyük bir ilgi görüyor. Osmanlı ordusu doğu seferine gelişinde Kangal Deliktaş dolaylarında köpeğin kaybolduğu ve bütün aramalara rağmen bulunamadığı, Kangaldaki köpeklerin bu köpeğin soyundan türediği rivayetler arasındadır.

17.Yüzyılda Evliya çelebi Seyahatnamesinde aslan kadar kuvvetli olarak tarif ettiği bu köpeklerden bahsetmektedir. Osmanlı İmparatorluğu kurucularının bu köpeği beraberlerinde Anadolu’ya getirdikleri ve Osmanlının Avrupa'ya yayılmasıyla ---cög---u Avrupa çoban Köpeğinin de bu ırktan türediği sanılmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu dönemi arşivlerinde, Kangal köpeklerinden bahsedilmekte pedigrili yetiştiriciliği yapıldığı bahsedilmektedir. Kangal çoban Köpeklerinin bu kadar eskilere dayanan tarihi geçmişten günümüze kadar ırk özelliklerini bozmadan gelebilmesini, geçimini koyunculuktan sağlayan çiftçilerin en güvenilir dostu olmasına ve Dünya köpek ırkları arasında kurtlara karşı koyabilen tek köpek ırkı olmasına bağlanmaktadır. Kangal köpekleri en zor iklim ve çalışma şartlarında verilen görevi cani pahasına yerine getirirler. Bakım ve beslenme şartları diğer köpek ırklarına göre daha basit ve ekonomik olması Kangal ırkı köpek neslinin devamını sağlamıştır.

Ek 1
Dünyada emsali görülmemiş bir köpek türü olan Kangal çoban köpekleri, Türkiye’de ve yabancı devletlerde haklı bir üne sahiptir. özellikle İngiltere ve Amerika’da bu köpekleri sevenler tarafından dernekler kurulmuş, yarışmalar yapılmıştır. Ne acıdır ki yabancı devletlerin göstermiş oldukları ilgiyi, bizler maalesef son on-on beş yıldır göstermekteyiz.

Kangal çoban Köpekleri çok cesur, gayet hızlı ve çeviktirler. Kadın ve çocuklara karşı gayet muhlis, kötü niyetli kişilere karşı son derece caydırıcı bir silah olan Kangal köpekleri çok zeki, ön sezileri kuvvetli ve sahibine aşırı bağlıdırlar. Sahibi tarafından azarlandığı zaman suçlu bir çocuk gibi başını öne eğer,sahibinin gözlerine mahsun mahsun bakarak af edilmesini bekler. Hislerini yalnız hal, hareket, mimik ve jestlerle değil çıkardıkları çeşitli tonlardaki havlamalarla belli ederler.

Kangal çoban Köpekleri görevlerine çok sadıktırlar şöyle ki; dağda sürüden ayrılan veya geride kalan koyunun başından günlerce aç ve susuz bekledikleri Kangal çiftçileri tarafından anlatılmaktadır. Kangal çoban Köpeğine sahip çiftçilerin en büyük gurur kaynağı köpeklerinin kurt boğmalarıdır. Kurt boğan köpeğe sahip olmak onlar için bir ayrıcalık ve övünç kaynağıdır.

Yüzyılların ihmaline rağmen ne ırk vasıflarından ne de yüksek ruh yapısından en ufak bir taviz vermemiştir. Kan asaletine çok bağlıdır. Doğuda serbest iken bile başka bir karnivorla çiftleşmesi mümkün değildir. 1975 yılında askeri amaçla eğitime alınmış ve asırlardır bu yönde eğitim gören köpek türlerinden çok daha yetenekli olduğunu kanıtlamıştır.

Ek 2
Kangal köpekleri topluca kurt boğdukları gibi tek başlarına da kurt boğabilirler. Eğer köpek tek başına kurt boğmuşsa genellikle günlerce yerinden kalkamaz . Zira hem yaralı olur hem de gösterdiği üstün efordan dolayı aşırı yorgun olur. Yarasının ---cög---u tırnak yarasıdır. Kurdu boğmak için altına aldığında yaraların ---cög---u karın bölgesindedir.

Kurt arka ayağının tırnaklarıyla üstündeki köpeği kaldırıp atmaya çalışırken yaralar. Kurdun arka ayak kasları çok kuvvetlidir. Kurdun açmış olduğu diş yarası ise bıçakla kesilmiş gibidir. Kangal köpeği kurdu çok süratli kovalar ve yetiştiği zaman bazen yan taraftan süratli döş vurur, bazen de rastgele arkadan da çarpar. Bu çarpışma sırasında haliyle kurtta köpekte yıkılır. Sonra her ikisi birden kalkmaya çalışır.

Eğer köpek kurttan evvel kalkarsa, hemen kurdun boğazından tutar ve ölünceye kadar bırakmaz. Fakat kurt daha evvel kalkarsa bu kovalamaca devam eder. Eğer köpek iki veya daha fazla ise kurt kalkmadan köpeğin öbür eşleri kurdu boğarlar.

Bu köpekler kurdun ölüsüne kulağını dayayarak dinler ve en ufak bir harekette yeniden boğarlar. Bu anda köpeklerin sahibi dahi gelse o hırsla hücum edip kurdun ölüsünün yanına yaklaştırmazlar. Bu olaydan birkaç saat sonra köpekler uysallaşırlar ve boğazlarına kaçan kurdun kılları dolayısıyla öksürmeye başlarlar. Bunun için köpeklere hemen bir koyun kesilir ve koyunun kuyruğu yedirilir. Böyle bir olaya tanıklık etmek ve böyle bir köpeğe sahip olmak sahibi için övünç kaynağıdır.

Ek 3
Sadakati, cesareti ve dost canlısı karakteriyle gerek Türkiye'de gerekse İngiltere, ABD ve Kanada başta olmak üzere tüm dünyada haklı bir üne sahip olan kangal çoban köpeklerinin değeri özellikle 1970'li yıllardan sonra anlaşılmaya başlanmıştır. özellikle İngiltere ve Amerika'da kangal koruma dernekleri oluşturulmuş; ülkemizde ise bu özen ancak son yıllarda gösterilmeye başlanmıştır.

Kangal çoban köpekleri ülkemizde ilk kez 1970'li yıllarda Gemlik'te askeri amaçlı köpek eğitim programına alınmıştır. Eğitim programının sonucu hakkında farklı kaynaklar farklı bilgiler vermektedir. Bir bölümü, eğitim programı sonucunda, kangal çoban köpeklerinin, yıllardır bu yönde eğitim gören köpeklerden çok daha yetenekli olduğunun ortaya çıktığını söylerken; bir bölümü ise, eğitim sürecinin istenilen sonucu vermemiş olduğunu ve eğitimlerinin sınırlı tutulmasına karar verildiğini söylemektedir. Kaynaklardan hangilerinin daha güvenilir sonuçlar içerdiğini bilemiyoruz; ancak ikinci varsayımın doğruluğu halinde dahi, zeka seviyeleri diğer köpeklerden az olmayan bu köpeklerin eğitimlere yeterli cevabı vermemiş oluşunu iki etmene bağlamak bizce mümkündür:

Kangal çoban köpekleri tüm insancıllıklarına ve güçlü sorumluluk duygularına rağmen, geçmişten beri süregelen yaşam biçimlerinden ve genel karakter özelliklerinden kaynaklı olarak özgürlüklerine son derece düşkündürler. Ayrıca, çok gururlu olan kangal köpeklerinin, sürekli emirlere itaat etmesini ve bir anlamda köle-sahip ilişkisini benimsemesini beklemek kanımızca onlara haksızlık olur. Bizim gözlemlerimize göre, kangal çoban köpekleri bir çok komutu kolaylıkla öğrenmekte; ancak yalnızca istedikleri zaman bu komutlara uymaktadırlar. Fakat zaten içgüdüleri çok güçlü olan kangal köpekleri, önemli durumlarda genellikle ne yapması gerektiğini herhangi bir komuta gerek duymaksızın bilmektedir.

İkinci bir faktör ise, eğitimin verildiği saatler olabilir. Koruma köpeği olarak yetişmiş oluşundan dolayı performansı geceleri maksimum seviyede olan, ancak gündüz saatlerinde, hele de öğlenleri minimuma inen kangal çoban köpeklerine, araştırdığımız kaynaklarda yazdığına göre, eğitim hep gündüz verilmeye çalışılmıştır; ki dediğimiz gibi performansının en düşük olduğu zaman dilimidir gündüz...

Yine 1970'li yıllarda yurtdışına götürülmesiyle de önemi anlaşılmaya başlanmış ve Anadolu köylüsünün yıllardır sadık dostu olan, ancak özellikleri geniş çevrelere yayılamayan kangal çoban köpekleri tüm dünyada tanınmaya, Türk ve dünya basınında yer almaya başlamıştır.

Tüm yeteneklerine karşın yine de çok sakin ve mütevazı bir görünüme sahiptir. Mimikleriyle, hal ve hareketleriyle ve hatta havlama şekilleriyle, üzüntüsünü, sevincini, kızgınlığını çok rahat ifade eder. Fazlasıyla hassastır. Kendisine kızıldığını anladığında, başını öne eğer, mahzun mahzun bakmaya başlar. Pek kaprislidir; bazen keyfi tekrar yerine gelsin diye uzun uzun onunla konuşmak, kendisine neden kızıldığını anlatmak bile gerekebilir.

üzüldüğünde yemeğini yemez, durgunlaşır, sürekli mahzun bir ifade olur yüzünde.

Kendileriyle ilgili konuşurken dikkatli olmak gerekir. övüldüklerini veya yerildiklerini gayet iyi anlarlar. Son derece kıskançtırlar ve gözlerinin önünde bir başka köpeğin sevilmesine hiç dayanamazlar.

özellikle son yıllarda evlerinde bekçi köpeği olarak kangal besleyenlerin sayısında büyük artış olmuştur. Bunda en çok kangal çoban köpeğinin aile bireylerine karşı son derece sevecen, kadın ve çocuklara karşı çok uysal oluşu etkilidir. Ayrıca koku alma duyularının da diğer köpek türlerine göre daha güçlü olduğu söylenmektedir.

çobanlar için önemi ise, esas olarak, kangal çoban köpeklerini, diğer bütün sürü koruma köpeklerinden üstün kılan özelliklerinden kaynaklanır. Diğer sürü koruma köpekleri kurt için yalnızca caydırıcı özellik gösterirken, yalnızca kangal çoban köpeği kurdu öldürebilme özelliğine sahiptir. Kurda karşı erkek ve dişi köpek ortak çalışıp birbirlerinin eksikliklerini kapatırlar. Dişi köpek daha hızlı ve çeviktir; erkek ise daha güçlü... Bo---güs---urken esas olarak göğüs darbeleriyle düşmanlarını sersemletip savunmasız duruma getirirler. Elbette ki, kurt boğan bir köpeğe sahip olmak çobanlar tarafından bir gurur kaynağı olarak görülmektedir. Ancak kurt boğmasının yanı sıra, sürü koruma köpeği olarak birçok başka yeteneklere de sahiptir.

çok hızlı koşarlar ve çok çeviktirler. Yaklaşık 200 başlık bir sürüyü korumak için yalnızca bir erkek ve bir dişi kangal yeterlidir. Görevlerine çok bağlıdırlar. Sürüdeki hayvanların sayısını bilirler ve dağda kaybolan, sürüden ayrılan, geride kalan koyunların başında günlerce aç ve susuz bekledikleri çobanlar tarafından anlatılmaktadır.

Doğada çok zorda kalmadıkça başka köpeklerle çiftleşmeyi kabul etmezler. Hatta kardeşlerin de genellikle çiftleşmediği bilinmektedir. Bu özellikleri, yüzyıllardır ihmal edilmiş olmalarına ve değerlerinin yeni anlaşılmaya başlamış olmasına rağmen, genel karakter özelliklerini yitirmemelerini ve saflıklarını büyük ölçüde korumalarını sağlamıştır.

Ek 4
Yüzyıllardır Anadolu insanının cesur, zeki ve bir o kadar sadık dostu olan kangal çoban köpeklerinin tarihçesi hakkında çok kesin bilgilere ne yazık ki ulaşılamamaktadır.

Kangal çoban köpeği yüzyıllar boyunca Anadolu'da çobanların yanında sürüyü her türlü tehlikeye karşı korumuş olan bir köpek türüdür. Geçmişiyle ilgili üç ayrı varsayıma ulaşabildik.

Asurlular ve Babilliler döneminde ortaya çıktığı ve aslan gibi vahşi hayvanlardan korunmak için kullanıldığı ileri sürülmektedir.

İkinci bir varsayıma göre; kangal çoban köpeği bir Hint mihracesi tarafından Yavuz Sultan Selim veya IV. Murat olduğu tahmin edilen Osmanlı padişahına hediye olarak getirilmiştir. Bu köpeğin aslanı öldürmesi, padişahı çok etkilemiş ve padişahın bu köpeğe çok değer vermesini sağlamıştır. Ancak Osmanlı ordusuyla birlikte gittiği doğu seferinde, Kangal Deliktaş civarlarında köpek kaybolmuş ve tüm aramalara rağmen bulunamamıştır. Kangal çoban köpeklerinin bu soydan geldiği söylenmektedir.

üçüncü bir varsayım da; Evliya çelebi'nin Seyahatname'sinde bahsedilen köpek hakkındadır.Evliya çelebi, 'aslan kadar kuvvetli' diye tanımladığı bir köpekten bahsetmektedir. Osmanlı'nın kurucularının bu köpeği kendileriyle birlikte Anadolu'ya getirdikleri tahmin edilmektedir. Yine bu varsayıma göre, Osmanlı'nın Avrupa'ya yayılmasıyla birlikte, bu köpek de Avrupa'nın çeşitli yerlerinde bulunmuş ve birçok Avrupa çoban köpeği de bu ırktan türemiştir.

Bu varsayımlar dışında bilinen bir olgu, kangal çoban köpeğine Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok önem verildiği ve pedigrili olarak yetiştirildiğidir. Bu dönemde kangal çoban köpeği Osmanlı İmparatorluğu'nda genellikle saray eşrafı ve İmparatorluğun ileri gelenleri tarafından yetiştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden itibaren ise, pedigrili yetiştiricilik kaybolmuştur.

Asıl köpek türü, yani Latince ismiyle 'canis familaris', kendine özgü birtakım karakter özellikleri taşımaktadır. Sadakat gibi, cesaret gibi, güvenilirlik gibi... Ne yazık ki, çakal, kurt gibi dış görünüş itibariyle köpeğe benzeyen; ancak karakter yapısı itibariyle yukarıdaki özelliklere sahip olduğu tartışılır olan hayvanlarla yüzyıllar boyunca çiftleştirilen köpeklerin saflıkları bozulmuş, insanın gerçekten iyi dostu olan köpeklerin genlerinden gelen karakter özellikleri başlangıçtaki niteliklerini kaybetmeye başlamıştır. Bu bilinçsiz çiftleştirme olgusundan kendini koruyabilen ender köpek türlerinin başında kangal çoban köpeği gelmekte ve günümüzde hâlâ Anadolu insanının en sadık dostlarından biri olma özelliğini korumaktadır.

öylesine ki, kangal çoban köpeklerinin geçmişini araştırmaya başladığımızdan beri, görüştüğümüz her kangal çoban köpeği sahibinin, köpeklerinin sadakati, duygusallığı, cesareti veya zekasıyla ilgili ve bu köpeği kendileri için vazgeçilmez kılan, başlangıçta bizim de inanamadığımız, sonrasında ise alıştığımız ve hatta kendi köpeklerimizde yaşadığımız öyküleri vardı. Bunların bir bölümünü sitemizin 'Anılar, Efsaneler ve Haberler' bölümünde okuyabilirsiniz.

Kangal çoban köpeklerinin saflıklarını büyük ölçüde koruyabilmiş olmalarının en önemli sebeplerinden biri olarak bu köpeklerin yapı itibariyle çok iri oluşları ve bu nedenle diğer tür köpeklerle çiftleşmeyi kabul etmemeleri gösterilmektedir.

Köpek Irkları ( İngiliz Cocker Spaniel )



Temel Özellikleri
İngiliz Cocker Spaniel, dayanıklı, enerjik, mutlu ve sevgi dolu bir köpektir. Bu hayat dolu köpeğin arası çocuklarla mükemmeldir ancak yine de kızdırılmaktan hoşlanmaz. Yabancılara karşı dost canlısıdır.

Orta derecede havlar ve verilen komutlara uyar. Mükemmel bir eşlik köpeğidir. Genelde dışa dönük bir ırk olmasına rağmen bazı bireyler içe kapanık olabilir. Karakter farklılıkları olabileceğinden alınan yavrunun ailesi araştırılmalıdır.

Bazı dişiler oldukça baskındır ve benzer bir sahibe gereksinim duyar. Erkekler daha işbirlikçidir. Av kanından gelenler ev köpeği olmak için biraz fazla hareketlidir. Cocker sertleşmeden kibar ama tutarlı bir şekilde eğitilmelidir. Ev kedileri ile araları iyidir.

İngiliz Cocker Spaniel ırkının bazı üyeleri (özellikle de kızıl renkte olanlar), "Rage Sendromu" denen ciddi bir kişilik probleminden şikayetçi olabilir. Normal görünen bir köpek aniden öfke dolu ve vahşi bir saldırgana döner. Bu sırada hiç bir komutu dinlemez. Bir kaç saniye süren bu nöbetin ardından sanki yaptıklarını hatırlamıyormuş gibi yarı uyku halinde olabilir. Bu durum köpek bir iki yaşından önce ortaya çıkmayabileceğinden üretimde kullanılacak köpekler ve ailedeki diğer üyeler dikkatle seçilmeli ve "rage sendromu" olan köpekler kendilerinin kontrolünde olmayan durumları nedeniyle tehlikeli olabileceklerinden üretilmemelidirler.

Neler Yapar?
Yeterince egzersiz imkanı tanınırsa aparmanda da yaşayabilir. En azından orta büyüklükte çevresi çitlerle çevrili bir bahçe idealdir. İngiliz Cocker Spaniel ona verilecek maksimum egzersiz imkanını memnuniyetle kabul edecektir.

Kökeni
Spaniellerin varlığı ile ilgili sahip olduğumuz ilk bilgiler 1300 tarihli Gaston Phebus'un tasvirlerinden gelmektedir. Yine de beş yüz yıl sonra çeşitli İngiliz Spanieller yedi farklı ırka ayrılmıştır; Clumber, Sussex, Welsh Springer, İngiliz Springer, Field, İrlanda Su Spanieli, ve Cocker. Tüm bu Spanieller yüzyıllar önce İngiltere'ye getirilen spaniel tipi köpeklerden üretilmiştir. Cocker ve Springer Spanieller 1892'ye kadar sadece boyutta farklılık göstererek birlikte üretilmişlerdir. Daha sonra İngiliz Köpek Kulübü bu iki köpeği iki ayrı ırk olarak kabul etmiştir.

1940'larda Amerikan ve Kanada Köpek Kulüpleri İngiliz Cocker Spanieli, Amerikan Cocker Spanielden farklı bir ırk olarak tanımıştır. Cocker ismi bu spanielin avlaması için üretildiği bir çeşit kuştan gelir. Cockerlar diğer kuş avlarında da başarılıdır. İngiliz Cocker farklı arazilerde başarı ile avlanabilir.

Günümüzde İngiliz Cocker iyi huyu nedeniyle daha çok aile ve ev köpeği olarak kullanılmaktadır.